Sayfalar

12 Eylül 2015 Cumartesi

Ünlülerin trajik aşk öyküleri

Hani derler ya 'kavuşamazsın aşk olur' diye bazen de 'kavuşursun ama yarım kalır, o zaman da büyük aşk olur'... Gösteri dünyasının bazı ünlüleri öylesine trajik aşk öykülerinin kahramanı oldu ki... İşte ünlülerin belki bir filmde izlesek "bu kadarı da olmaz" dedirtecek aşk öyküleri.


SEVGİLİSİNİ BÜYÜK FELAKETTE KAYBETTİ
 
Top model Petra Nemcova için 26 Aralık 2004 asla unutamayacağı bir tarih. Nemcova  o gün sevgilisi Simon Atlee ile birlikte önce bir deprem ardından da yaşanan tsunaminin yerle bir ettiği Tayland'daydı. Tarihin en ölümcül doğa afetlerinden birinin tam ortasında kaldı Nemcova. Dev bir dalga onun sevgilisi Atlee ile birlikte bulunduğu sahil şeridini sildi süpürdü. Felaket onlara ulaştığında birliktelerdi ama dalgalar onyarı ayırdı. Nemcova'nın adını seslenen sevgilisi azgın sulara kapılıp gitti. Petra Nemcova da neredeyse onunla aynı kaderi paylaşacaktı ki son anda bir palmiye ağacına tutunmayı başardı. Kurtarılıncaya kadar da sekiz saat boyunca da bulunduğu yerde beklemek zorunda kaldı. Petra Nemcova yaralı olarak kurtuldu ama sevgilisi Simon Atlee hayatını yitirdi. Atlee bu büyük felakette hayatını yitiren 200 binin üzerinde kurbandan biriydi.
EVE DÖNDÜĞÜNDE MANZARA KORKUNÇTU
 
Bugüne kadar adı küçük yaşta kızları taciz ettiği yolundaki iddialarla ortaya atılan skandallara karışan yönetmen Roman Polanski'nin hayatında da büyük bir trajedi var. Her ne kadar aldattığını söylese de "çok az adam bir kadına benim Sharon'a taptığım kadar tapar" dediği karısı Sharon Tate'i korkunç bir katliamda kaybetti Polanski. Döneminin yıldızı parlayan oyuncularından olan Sharon Tate, 1969 yılında Charles Manson'ın 'aile' adını verdiği çetesinin işlediği bir cinayete kurban gitti. Polanski ile Tate'in evine giren Manson çetesi, iki hafta sonra bebeğini doğurmaya hazırlanan Tate ile yanında bulunan dört kişiyi öldürdü. O sırada 9 aylık hamile olan Sharon Tate tam 16 yerinden bıçaklanmıştı. Roman Polanski katliam yapıldığı sırada evde değildi.
SÜPERMAN'İN KÖTÜ KADERİ
 
Christopher Reeve hem sinema tarihinin unutulmaz Süperman'i olarak hem de benzerine belki filmlerde rastlanabilecek bir trajedinin kahramanı olarak hafızalarda yer etti. Reeve, karısı Dana'yı daha görür görmez ilk bakışta gönlünü kaptırdı. Çift, 1992 yılında evlendi. Yaşadıkları gerçekten büyük bir aşktı. BU arada Christopher Reeve, 1985'te oynadığı Anna Karenina filminin hazırlıkları sırasında ata binmeyi öğrenmişti. Bundan sonra da çok hoşlandığı bu atkiviteden uzak kalamadı. İşte bu tutkusu Reeve için acı sonun başlangıcını hazırladı. Mayıs 1995'te Virginia'da  bindiği atın sırtından uçtu ve başının üstüne düştü aktör. Bu korkunç kazada ölmedi ama boyundan aşağısını kullanamaz hale geldi. Tekerlekli sandalyeye mahkum kalsa da hayatla bağlarını hiç koparmadı. Karısı Dana da hep yanındaydı.  Ancak kazadan yıllar sonra tedvisi sırasında kullanılan bir antibiyotiğin yol açtığı etki yüzünden komaya girdi. 2004 yılında kalp durması sonucunda hayatını yitirdi.
SEVEREK AYRILMIŞLARDI
 
Michelle Williams ile Heath Ledger birlikte oynadıkları Brokeback Dağı filminin setinde aşık oldular. Bir süre birlikteliklerini herkesten saklasalar da sonunda Williams, Ledger ile sevgili olduklarını hatta yakında bir bebeklerinin dünyaya geleceğini açıkladı. Çift birbirine çok aşıktı ve başlarda çok da mutlu görünüyorlardı. Fakat 2006 yılında işler değişti. Ledger'ın hızlı hayatı, uyuşturucu alışkanlığı gibi nedenler yüzünden çift yollarını ayırdı. Aslında aşkları bitmemişti ama Michelle Wililams, sevgilisinin dengesiz tavırlarıyla başa çıkamaz hale gelmişti. Kızları Matilde dünyaya geldikten sonra onun hatırına dost kaldı Williams ile Ledger. 2008 yılında ise ayrılmış olsalar da hala Ledger'ı seven Williams'a kötü bir haber gitti: Ledger evinde ölüm bulunmuştu. Michelle Williams, Heath Ledger'ın ardından uzun süre yas tuttu. Hayatına kimseyi sokmadı.
BİR SİLAH SESİ MUTLULUĞUNU KARARTTI
 
Bir geceyarısı patlayan iki el silah sesi, gencecik bir adamı bu dünyadan kopardı. Daha ona doyamamış eşini ve küçük oğlunu da gözyaşları içinde bıraktı. İsmail Hakkı Sunat kariyer basamaklarını hızla tırmanan bir aktördü.Daha 38 yaşındaydı. Çok sevdiği eşi Deniz Uğur ve minik oğluyla mutlu bir hayatı vardı.Ta ki, gürültü ettiği için uyardığı komşusu silahını ateşleyene kadar. Gecenin karanlığını bölen o silah sesi Sunat ve eşi Uğur'un hiç bitmeyecekler sandığı aşklarını yarım bıraktı.
KALBİ KIRIK ÖLDÜ
 
Marilyn Monroe, Marilyn Diterich gibi yıldızların varisi olarak görülen Romy Schneider gerçekten de beyazperdenin gelmiş geçmiş en güzel kadınlarından biri. Sissy filmleriyle ünlenen Schneider, hayatının en büyük aşkını henüz 20 yaşındayken Christine adlı filmin çekimlerinde tanıştığı Alain Delon ile yaşadı. Tabii en büyük hayal kırıklığını da.  Delon için ülkesinden ayrılan Schneider, çok geçmeden Alain Delon tarafından terk edildi. Hem de bir başka kadın yüzünden. Daha sonra iki kez evlendi ama yine de Deon'un açtığı kalp yaralarını bir türlü tamir edemedi. Oğlu David'in balkondan bahçeyi çevreleyen demir parmaklıkların üzerine düşüp feci şekilde ölmesi ise onu iyice yıktı. Alkole sığındı Paris'teki evinde ölü bulunduğunda henüz 43 yaşındaydı.  Hürriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder