** Karşımda anıyla şanıyla ‘Domates Güzeli’... Gözlerinin içi gülüyor. En çok torunundan bahsederken mutlu oluyor. Hafif eskileri çekiştiriyoruz. Lafını esirgemiyor. Çok geçmeden aramıza Müjdat Gezen katılıyor...
** Gezen’in 13 yıl önce kendi hayatını anlattığı kitap aklıma geliyor... Kitapta isim vermeden anlattığı aşklarından birinin Ayşen Gruda olduğu iddia edilmişti. Terslenmeyi göze alarak bu iddianın doğru olup olmadığını soruyorum. “İlk kez birlikte röportaj veriyoruz, artık anlatalım” diyorlar. O gizemli aşktan başlıyoruz sohbete, günümüze uzanıyoruz.
Yıl, 1963... Yer, Muammer Karaca Tiyatrosu... ‘Şeş Beş’ oyunu için oradasınız... Birbirinizi ilk kez gördüğünüz an?
Ayşen Gruda: “Ne komik adam ya!” dedim.
Müjdat Gezen: Ben de “Ne güzel bir kız” diye düşündüm.
Müjdat Bey, 13 yıl önce hayatınızı anlatan bir kitap yazdınız. Ve eski aşklarınızdan birini ‘G.A’ kod adıyla verdiniz. Onun Ayşen Gruda olduğu iddia edilmişti o dönem... Siz gerçekten aşk yaşadınız mı?
Müjdat Gezen: Evet. Eh nişanlandık da sayılır aslında...
Sonra ne oldu?
Müjdat Gezen: Ne olacak, askerdeyken Ayşen’e sinirlenip alyansı helaya attım (gülüyor).
Adım adım gidelim... Nasıl başladı aşk?
Ayşen Gruda: Dur Müjdat ben anlatacağım bu kısmı. Biz 1963’te tanıştık ve bir sene aynı oyunda oynadık. Ama arkadaşız yani... Sonra Müjdat askerlik için İskenderun’a gitti. Daha dün gibi hatırlıyorum; Saraçhane’de, yolda yürüyorum, Müjdat asker iznine gelmiş. Arkamdan “Deli, deli!” diye bağırıyor. “Bir yerde çay var, gidelim mi” diye teklif etti. E gidiş, o gidiş... Flörte başladık Hakancığım. Sonra izni bitti ve askere döndü. Bir görsen, bana kilolarca aşk mektubu yazardı.
Müjdat Gezen: Ama bunun karşılığında ne oldu? Bir gün Ayşen bana, “Ben başkasıyla evleniyorum” dedi!
İlişkinin en derin yerinde neden terk ettiniz Müjdat Bey’i?
Ayşen Gruda: İntikam için! Aslında, çocukça bir şey diyeyim. Bu yine askerden izne geldi; ‘Yasak Sokaklar’ isminde bir film çekiliyor ve Müjdat da orada asistan. Bir gün baktım ki filmde oynayan Pervin Par’ın kirpiğini takmış, kıyafetlerini giymiş, taklitler yapıyor. Çok sinirlendim. Neden başkasının elbiselerini değil de Pervin’inkileri giyiyor diye...
Müjdat Gezen: Pervin’e de Allah rahmet eylesin!
Ayşen Gruda: Ay ay, öldü mü Pervin Par?
Müjdat Gezen: Evet.
Ayşen Gruda: Güzel kadındı... Neyse hikâyeye döneyim; bu duruma ben çok kızdım. Üst kata çıktım, ağladım, ağladım... Hatta oyuncu arkadaşlar “Müjdat’ı dövelim mi” dediler. İstemedim tabii. O yeniden askere gittikten sonra ben de evlenmeye karar verdim. Bunu duyan Müjdat, bana okkalı bir mektup yazdı. Zaten bizim aşkımızın yüzde 90’ı mektuptu.
Hiç mi temas olmamıştı aranızda?
Ayşen Gruda: Aa daha neler!
Müjdat Gezen: Yalnız bir şey söyleyeyim; Ayşen’in bende bikinili fotoğrafları vardı. Foto Esmer’de çekilmiş.... Askerdeyken göndermişti, jest olsun diye (gülüyorlar).
Çapkın mıydınız?
Ayşen Gruda: Çapkındım ama gözlerim fıldır fıldır değildi. Hayatımda biri varken hayatımda sadece o vardır. Benim için önemli olan cerbeze...
Nedir o?
Ayşen Gruda: Beni güldürebilen erkeği severim. Kabak gibi oturanı sevmem.
Daha sonra birçok projede birlikte rol aldınız. Birbirinize karşı bir daha bir şey hissetmediniz mi?
Ayşen Gruda: Ay tutturdun be aşk aşk! Bizi burada evlendireceksin! Biz çok iyi arkadaş olduk. Müjdat da evlendi. Aramızda ne kin ne de nefret kaldı.
Birbirinizi nasıl anlatırsınız?
Müjdat Gezen: Bütün kadın komedyenlerle çalıştım. Ama Ayşen kadar yaratıcı olana rastlamadım. Çok iyi dostuz. İş yoksa bile hâlâ geceleri telefonlaşır, sanat ve Türkiye meselelerini konuşuruz.
Ayşen Gruda: Müjdat’ın insanlara belli etmeden yardımcı olan bir tarafı var. Herkesin burun kıvırabileceği oyunculara daima rol vermiştir. Mesela Lale Oraloğlu... Ne güzel oldu, bir oyunda oynadı.
Kimsenin bilmediği bir anınız var mı?
Müjdat Gezen: Bu anlattıklarımızı zaten ilk kez paylaştık ama bir şey daha var: Yıllar önce ‘Yedi Kocalı Hürmüz’ oynuyoruz. Kamer Genç, o dönem çapkınlık yaparken yakalanıyor ve gazetecilerin “Neredeydiniz” sorusuna “Çiçek suluyordum” diyor. O sırada Ayşen’le Ateşböceği Ercan karı-kocayı oynuyorlar. Ayşen oyunda kocasına “Neredesin” diye soruyor, Ercan da doğaçlama olarak “Çiçek sulamaya gittim” diye cevap veriyor. Ortalık yıkılıyor. Ayşen buna cevap veremedi ya, uykuları kaçıyor. Ertesi gün Ercan yine “Çiçek suluyordum” deyince Ayşen lafı yapıştırıyor: “Sen önce evdeki çiçekleri sula! Ayrıca sen çiçek sulayamazsın çünkü hortumun kısa.” Ayşen bu kadar güçlü bir oyuncu işte...
Hababam Sınıfı’ ve ‘Gırgıriye’ hâlâ büyük bir beğeniyle izleniyor. O günlere özlem duyuyoruz... Şimdilerde eksik olan ne?
Müjdat Gezen: Tutmuş bütün Türk filmlerine bak, hepsinin hikâyesi çok sağlamdı. Çok bizden hikâyelerdi.
Yıllardır sahnelerdesiniz, Türkiye’yi gözlemliyor ve mizah yapıyorsunuz. Sizce neleri kaybettik?
Müjdat Gezen: Merhametimiz, sevgimiz, saygımız azaldı. Kimyamız bozuldu. Neye sevinip neye üzüleceğimizi şaşırır olduk.
Ayşen Gruda: Buna da ‘anomali’ deniyor. Yani bireyde ve toplumda değerlerin çökmesi. Bundan sonraki kuşakların işi daha zor.
Peki o zamanlara ait mahalle kültürümüze ne oldu?
Müjdat Gezen: Mahalleler artık yok.
Ayşen Gruda: Evet. Arsa kalmadı. Şu hayatta arsa
kadar önemli bir şey var mı? Bu yüzden mahalle kültürü denen şey de kalmıyor. Yeni nesil çitlembik nedir onu bile bilmiyor. Biz çitlembik ağaçlarının tepesinde büyümüştük. O nasıl bir mutluluktur...
Müjdat Gezen:Geçen gün, oyun provasında çocuklara “Gül şurubu nedir” diye sordum. Hiçbiri bilemedi.
Ayşen Gruda: Şimdikiler bir koladır tutturmuş gidiyor.
Yeni neslin hiç mi elle tutulur yanı yok?
Ayşen Gruda: Olur mu? Şimdiki kuşak dünyayı biliyor. Bizim de eksiğimiz oydu.
Müjdat Gezen: Bizde bilgisayarlar falan yoktu ama çok kitap okurduk. O büyük zenginlikti. Kitaplar sığınılacak limandı. Benim tuvalette bile kitabım vardır.
Neredeyse her gün bir filminiz televizyonda gösteriliyor. Telif alıyor musunuz?
Müjdat Gezen: Hayır. Hatta mesela ben ‘Gırgıriye’ gibi yazdığım işler için de bir şey almıyorum.
Hakkınızın yendiğini düşünüyor musunuz?
Ayşen Gruda: Tabii... Kanalların bana trilyonlarla borcu var. Ama bizim yüreğimiz zengin. Standartlarımız zaten kötü değil. Çocuklarımız, torunlarımız var. İkimizin de kızları arkadaş, daha nasıl bir zenginlik olabilir?
Ama günümüzde oyuncular bölüm başına yüzbinlerce lira alıyor... Bakınca “Ne şanssızmışız” diyor musunuz?
Ayşen Gruda: Sabahlara kadar çalışıyorlar, alsınlar. Biz de öyle çalışırdık. Mesela bir yılbaşı gecesi saat 22.30 olmuş, biz hâlâ ‘Gırgıriye’ çekiyorduk.
Müjdat Gezen: Ayşen ya, o çekimdeki ayılardan biri Gülşen’e eliyle hareket yapmıştı, hatırladın mı? Türker Abi (İnanoğlu) de küfrederek ayıyla kavgaya girişmişti. Neyse, bizim zamanımızda fukaralık çoktu. Bir gün sete ekmek arası geldi. İçine bir baktım, pilav var... Herhalde döner düştü diye yerlere bakınıyorum. Yapımcı “İdare edin” dedi. Ama çok eğlenirdik. Bu nesil de çile çekiyor. Bu mesleği yapanlar çile çekmesin.
Şimdiki nesil için şöhret olmak daha mı kolay, daha mı zor?
Müjdat Gezen: Kritik bir soru. İki cevap var. Birincisi; daha kolay çünkü bir sürü kanal var ve oraya çıkıyorsun, beş bölüm sonra hayranların oluyor. İkincisi; daha zor çünkü oyuncu sayısı çok daha fazla.
Peki eskilerden en çok kimleri özlüyorsunuz?
Müjdat Gezen: Annem “Ölmüş kişilerin ardından özlüyorum deme, Allah’ın gücüne gider” derdi ama Tarık’ı (Akan) gerçekten çok özlüyorum. Levent Kırca, Zeki Alasya, Savaş Dinçel...
Ayşen Gruda: Adile Naşit. Altlı üstlü otururduk. Hâlâ ayak seslerini duyduğumu zannediyorum. Hepsinin kaybından sonra canımız çok yandı.
Günümüzde komedi filmleri küfürle güldürmeyi seçiyor. Siz öyle değildiniz...
Müjdat Gezen: E sistem değişti. Kimyamız değişti.
Yeni komedyenleri nasıl buluyorsunuz?
Müjdat Gezen: ‘Recep İvedik’e çok gülüyorum.
Ayşen Gruda: Torunum Emre’ye “Neden seyrediyorsun onu” dedim. “Anneanne ben sokakta hareket çekemiyorum ama o çekiyor, küfür de ediyor. Onu seyredip rahatlıyorum” dedi.
Müjdat Gezen: Sahnede Cem Yılmaz’ı ve Ata Demirer’in sinemadaki ‘Eyvah Eyvah’ serilerini de beğeniyorum.
Ayşen Hanım, ‘Domates güzeli’ tacını kime devredersiniz?
Ayşen Gruda: Hiç kimseye. Çünkü o nev-i şahsına münhasır bir şey. Zaten hepimizin evinde ‘tatlısu kurnazı’ bir domates güzeli vardır.
Oyunculardan kimlere tam puan veriyorsunuz?
Ayşen Gruda: Beren Saat ne kadar güzel bir kız. Ekrana yakışıyor.
Müjdat Gezen: Serenay Sarıkaya müthiş... Burçin Terzioğlu iyi oyuncu. Birce Akalay da... Kıvanç Tatlıtuğ’a ikimiz de bayılıyoruz. Bu meslekte ve sporda torpil olmaz. Beren ve Kıvanç’ın torpili kim? Kendileri.
80’lerde, ‘Devekuşu Kabare’de sert politika yapılıyordu. Şimdi politikacıların taklidini bile yapmak sorun...
Müjdat Gezen: Valla biz yapıyoruz. Ben mesela Atatürk büstüyle dertleşiyorum. Bu oyunda da
Ayşen’in çok güzel üç-dört lafı var. Mesela oyunumuz 60’larda geçiyor. Kadının otobüste çantası çalınıyor. “Eyvah paramı çalmışlar, belki ileride otobüslerde suratımıza tekme de atılacak” diyor. Ben o tekmeye maruz kalan kızın psikolojisini düşünüyorum. Adam çıktı, alındı, yine çıktı... O kız korkuyla yaşıyor. Kadının hor görülmesi beni çileden çıkarıyor.
Ayşen Gruda: Artık kadına karşı şiddet çoğaldı.
Sebebi sizce ne olabilir?
Müjdat Gezen: Siyasi nedenler... Kadının o mantalite içerisindeki yeri... Büyük Millet Meclisi’nde ve hükümette kaç kadın var, ona bak yeter.
Ayşen Gruda: Bir keresinde “Meclis’te kavga etmeyin” dedim çünkü o kavganın edildiği gün en az iki kadın öldürülüyor. “Koca koca bakanlar birbirini döverse ben de kadını döverim” diye düşünüyorlar. Bu da sistematik olarak topluma işliyor.
Günümüz komedyenlerinin siyasete bulaşmamalarının sebebi siyasetten anlamamaları mı? Yoksa bulaşmak mı istemiyorlar?
Müjdat Gezen: Kimseyi üzmek istemiyorum. Bunun en güzel cevabını Beyaz, şov programında Erol Günaydın’a verdi. Günaydın; “Müjdat Gezen, Levent Kırca, Ferhan Şensoy politik espriler yapıyor, siz neden yapmıyorsunuz” diye sordu. Beyaz’ın cevabı “Korkuyoruz Abi” oldu. Bu sana da bir cevaptır.
Peki siz?
Müjdat Gezen: Biz de “Korkmuyoruz abi!” diyoruz.
Birkaç sene önce TRT’de ‘Tosun Paşa’nın hamam sahneleri kesilmişti...
Müjdat Gezen: Bu onu yazana da çekene de büyük ayıp. Orada seks yok, komedi var. Hamamda peştemal giymişiz, palto mu giyeydik? Kız isteme var orada...
Müjdat Gezen: Sanatta, basında sansürün her türlüsüne karşıyım.
Peki son dönemde Şehir Tiyatroları’nda yaşanan açığa alınmalar hakkında ne düşünüyorsunuz?
Müjdat Gezen: O üzücü olayın yaşandığı gün Şehir Tiyatroları’ndaki arkadaşlarımı aradım, “İşiniz hazır” dedim. “Mahkememiz devam ediyor, kazanacağız hocam” dediler. Zaten bizde öğretmenlikleri de devam ediyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder