Bülent Şakrak, son dönemin popüler oyuncularından biri... “Son Mektup”un Hakkı Yüzbaşı’sı olarak sinema severlerle buluştu, aynı günlerde komedi dizisi “Ayrılsak da Beraberiz”le ekrana gelmeye başladı. Bu arada Ceyda Düvenci aşkıyla da dikkatleri üzerine çeken Şakrak, hayatının belki de en keyifli dönemlerinden birini yaşıyor.
Hürriyet'ten Büşra BOZOK AYTEK'e konuşan Şakrak, bilinmeyenlerini anlattı..
*“Son Mektup” filmi, Çanakkale Zaferi’nin 100. yıldönümünde izleyiciyle buluştu. Neler söyleyeceksiniz?
- Çanakkale, bu memlekete yaşayan herkes için çok hassas bir konu... Onunla büyüdük sayılır. Bu film için 1 ay Çanakkale’de yaşadık. Daha önce defalarca gitmiştim ama film sayesinde daha iyi tanıma fırsatım oldu. Çok garip duygular yaşadık ekipçe...
*Filmde hangi karakteri canlandırdınız?
- Nusret Mayın Gemisi’nin kaptanı Hakkı Yüzbaşı’yı oynadım.
*Bu arada yeni diziniz “Ayrılsak da Beraberiz” başladı. Siz yıllar önce ekrana gelen versiyonunu izliyor muydunuz?
- Ben hiçbir zaman oturup bir diziyi baştan sona izlemedim. Ama haberdardım tabii... Konuya hakimim.
*Teklifi kabul etmenizde en önemli etken neydi?
-İşin içinde Mete Horozoğlu ve Algı Eke var bir kere... Projeleri değerlendirirken öncelikli kriterim kadrodur. Dolayısıyla bu iki isim, en başından işe yüzde 50 sıcak bakmamı sağladı.
*İkinci yüzde 50?
- Hikaye çok sıcaktı... Ayrıca canlandıracağım karakteri de sevdim.
Nasıl bir karakter o?
- Feridun’u canlandırıyorum. Bitirim biri... Heyecanlı, telaşlı, atılımcı, tek derdi büyük bir işadamı olmak... Sürekli bir “yırtma” çabası var. Ama her defasında el attığı işleri yüzüne gözüne bulaştırıyor. Benim de böyle arkadaşlarım var. Dolayısıyla gerçekçi bir tip.
*O zaman karakteri çıkartmak sizi zorlamamıştır...
- Evet, çok zorlanmadım. Zaten enerjisi yüksek bir insanımdır. Rolle bu anlamda buluşmamız zor olmadı.
DİZİ SEKTÖRÜNE GİRDİĞİMDEN BERİ HİÇ İŞSİZ KALMADIM
*Bakıyorum da bir diziniz bitiyor diğeri başlıyor. Dinlenmek nedir bilmez misiniz? Sıkılmıyor musunuz bu tempodan hiç?
- Allah’a bin şükür, iş geliyor ki çalışıyoruz, ekmeğimizin peşindeyiz sonuçta (gülüyor). Bir defa çalıştığım şirket çok iyi. Bunun bana getirisi çok fazla. Bir taraftan da çalıştıkça kendimi daha iyi hissediyorum. Sette sorun da çıkarmam, aksine eğlenceliyimdir. O yüzden sanırım, çok tercih ediliyorum. Dizi sektörüne 1999’da girdim. O zamandan beri işsiz kaldığım tek bir dönem olmadı şükür. Ne mutlu bana.
*Hiç mi piyasadan biraz el etek çekeyim de dinleneyim demiyorsunuz?
- Ben kendime bir şekilde zaman yaratıyorum, dinlenecek fırsat illa ki buluyorum. Bugüne kadar hiç “Bir sene evde oturayım da yüzümü dinlendireyim” demedim, buna gerek de kalmadı. Yapan arkadaşlara saygım var, o ayrı...
*Dizi sektörü son dönemde çok karışık... Çok fazla dizi yayına girdi, çoğu kaldırıldı, yerine yenileri geldi. Bu durum bir motivasyon kaybı yaratmıyor mu?
- Tabii ki tadımız kaçıyor. Ama kendimizi suçlamıyoruz bu yüzden... Sektör öyle bir hale geldi ki, eskiden olsa “Beceremedik, tutmadı” derdik. Şimdi becerenin ki de beceremeyenin ki de tutmuyor. Canım işler kalkıyor yayından, niye kalktığı belli değil. Eskiden problem ediyordum ama bizim de derimiz köseleye döndü galiba, alıştık!
*Sizi hep komedide görüyoruz. Dram işlerine teklif mi gelmiyor, yoksa kendiniz mi bunu tercih etmiyorsunuz?
- Denediğim oldu, ama tutmadı (gülüyor). Dört bölümde yayından kalktı. Bir daha dizide dram denemem herhalde. Zaten o hevesimi tiyatroda fazlasıyla gideriyorum.
*Tiyatro demişken... Son oyununuz “Testosteron” hâlâ devam ediyor bildiğim kadarıyla?
- Evet, valla dolu dolu oynuyoruz. Harika gidiyor. Bizden önceki ekip beş sezon oynadı. Sonra biz devraldık. Oyun Atölyesi'nde izleyiciyle buluşmaya devam ediyoruz.
*Dizi ile tiyatroyu bir arada yürütmek zor olmuyor mu?
- 1996’da tiyatroya başladım. O yıldan beri boş geçtiğim sezon olmadı, hep tiyatro yaptım. Ukalalık olacak belki ama şuna inanıyorum; sen ne yapmak istediğini net olarak ortaya koyarsan, bu sektörde kimse senin oyunlarına karışamaz. Programını ona göre yaparlar.
BİZ KONUŞMADAN, BASIN DÜĞÜN TARİHİMİZİ VERDİ
*Biraz da özel hayattan söz edelim... Ceyda Düvenci’yle sizi bir araya getiren “Aşkın Kanunu” dizisi mi oldu, yoksa önceden tanışıyor muydunuz?
- Hayır, daha önce tanışmıyorduk. Bunca yıldır aynı sektördeyiz, o kadar ortak arkadaşımız var, onların doğun günlerine katılmışız ama hiç karşılaşmamışız. Hayat işte... O dizi sayesinde tanıştık. Dizi bitti, biz hâlâ bir aradayız.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder