2 Aralık 2015 Çarşamba

Yağmur Ünal: 'Annemin 50 yıldır yaşadığını deneyimlemek istedim'

Türk sinemasının sultanı Türkan Şoray’ın kızı Yağmur Ünal, sonunda küçük yaşlardan beri tozunu yuttuğu sinema setlerine adım attı. Senaryosunu Onur Ünlü’nün yazdığı, annesinin yönetmen koltuğunda oturduğu “Uzaklarda Arama” filminde hem oyuncu hem yapımcı olarak yer alan Ünal, filmini ve hakkında merak edilenleri Hafta Sonu dergisine anlattı.
BABAMA BİR ŞEY BEĞENDİRMEK ZORDUR
Peki babanız Cihan Ünal’ın bu ilk filminiz için yorumları neler oldu?
- Babam başından beri bu projeyi çok destekledi. Çok beğendi filmi. Oyunculuğumu beğenmesi beni çok rahatlattı çünkü babama bir şey beğendirmek zordur (gülüyor).
Ülkenin en bilinen naif, narin ve sevilen kadını anneniz. “Tam annesinin kızı” diyebileceğimiz ortak özellikleriniz var mı?
- İnsanları kırmamak için ‘hayır’ diyemememiz. Gerçi bu konuda kendimizi geliştirmeye çalışıyoruz. Bir de bazen biraz takıntılı olmamız.
Yıllardır sizin oyunculuk yapmanız konusunda büyük bir beklenti vardı ve nihayet bu beklentilere cevap verdiniz. Bu kararı alma süreci nasıldı?
- Yapımcısı olduğum, her aşamasında bulunduğum bir filmde annem “Deniz rolünü sen oynasana” deyince, “Yapsam mı acaba?” diye düşündüm ama son ana kadar kendimin yerine bu rolü teklif edebileceğim kişileri düşünmeye devam ettim. Güzel bir anı olabileceğini düşündüm ve sanırım annemin 50 yıldır yaşadığını deneyimlemek istedim.

Çekimler nasıl geçti? 
- Filmde ana karakterlerden biriyim. İnanılmaz keyifli bir setti. Muğla’da iki ay boyunca koca bir aile gibi olduk. Birbirimize o kadar alıştık ki, dönüşümüzde büyük bir hüzün oldu. Çok çalıştık, çok güldük, çok eğlendik. Hiçbir sıkıntılı durum yaşanmadı.
Yönetmen Türkan Şoray nasıl birisi? 
- Oyuncuların her şeyiyle ilgilenen, onlara karşı yumuşak ama istediği oyunu almadan kesinlikle bırakmayan, bazen inatçı ama genellikle ısrarlarında haklı çıkan, önsezileri çok kuvvetli bir yönetmen.
Annenizle ters düştüğünüz, ondan çekindiğiniz anlar oldu mu çekimler sırasında?
- Ben çatışma yaşayacağımızı düşünmüştüm, hatta sete gitmeye yakın zaman kaldığında “Eyvah, nasıl olacak setteki ilişkimiz?” diye endişelenmeye başlamıştım ama çok acayip bir denge kuruldu. Anne-kız gibi değildik hiç.



OYUNCULUK İDDİAM YOK

Filmde bir pavyon kadınına hayat verdiniz. Rolünüz sizi zorladı mı? 
- Deniz; hayatında kötü şeyler yaşamış olduğu için hayal dünyasına tutunmayı tercih eden, fazla konuşmayan, şikayet etmeyen, hayata iyimser bakan, çocuk ruhlu bir kadın. Çok saf olduğunu düşünüyor diğerleri ama bence hayata tutunmak için oynadığı bir oyun bu.
Eleştirmenlerin filmi nasıl yorumlayacağı, izleyicinin beğenip beğenmeyeceğine dair endişeleriniz var mı? 
- Ben bir oyuncu değilim ve böyle bir iddiam hiç yok. Elimden geleni yapmaya çalıştım, umarım becerebilmişimdir.
Gişe beklentiniz nedir? Bu durum sizi endişelendiriyor mu?
- Gişe için bir beklentim yok çünkü bu iş belli olmuyor. Yüksek beklenti insanı üzer çünkü bu işin matematiği bir yere kadar var, sonrasında dua etmek kalıyor geriye (gülüyor). Çok iş yapar dediğin film batabiliyor ya da hiç beklemediğin bir film patlayabiliyor.
ESKİDEN EVLİLİKTEN KORKARDIM 
Tanıştığınız bir erkekte baktığınız ilk özellikler neler olur? 
- Bu işler hiç belli olmaz. Şöyle olmalı dersiniz ama tam tersi birisinden etkilenebilirsiniz. O yüzden kalıplar bana doğru gelmiyor ama birlikte gülmek benim için çok önemli. Espri anlayışının uyumu yani (gülüyor). Bir de dolu olması...
Peki günün birinde kendinizi evinde çocuklarıyla ilgilenen bir kadın olarak hayal ediyor musunuz?
- Eskiden evlilikten korkardım ama zamanı geldiğinde evlenip çocuk yapacağımı düşünüyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bunlarda İlginizi Çekebilir