18 Ocak 2016 Pazartesi

Öykü Serter: BBG'den sonra gördüğüm muamele...

Vatan gazetesinden Beliz Özkan, başarılı sonucu Öykü Serter ile buluştu keyifli bir söyleşi gerçekleştirdi. İşte o röportajdan öne çıkanlar...

Kendine özgü tarzı ve duruşuyla, ülkemizin en başarılı sunucularından biri. İşte Benim Stilim ile adından sıkça söz ettiren Öykü Serter’le keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.
Önce geçmişe dönelim… Çok iyi bir eğitim almışsınız, sunuculuk nasıl gelişti?
Üniversitede Ankara’da okurken yerel radyoculuğa başladım, Amerikan Radyoları’ndaki eğitimin bire bir verildiği bir radyoda yetişen 5-6 sağlam DJ’den birisiydim. İstanbul’a taşındım, radyoculuktan sonra çeşitli kanallarda müzik programları yaptım. Aslında radyocuyum ve müzikle iç içeyim. Bir müzik kültürü, onunla birlikte gelişen bir yaşam gustosu ile doğru orantılı bir hayat duruşu olan birisiyim. Ama bugüne kadar bunlarla hiç ilgilenilmedi, BBG ile birlikte sanki biri beni ekrana ışınlamış ve popüler kültürün göbeğinde açan bir çiçekmişim gibi muamele görüyorum yıllardır.
Bir süre ekrandan uzak kaldınız? Ne yaptınız bu dönem içerisinde?
Okula döndüm, yüksek lisansı tamamladım. Onun dışında dışardan izledim. Şu programı da ben yapsaydım diyeceğim bir şey olacak mı diye baktım. Hiç özendiğim bir şey olmadı. Benim işimle ilgili beklentim, bir an önce ekrana dönmeliyim, popüler olmalıyım, röportajlar vermeliyim değil. Sporcu olduğum için sporcu disipliniyle çalışırım. Yüzerken mayo giyer, gözlük takarsın. Ekranda kıyafetim de üniformadır benim için. Ekrandan uzak kaldığım süreçte çok okudum, çok dinlendim, gezdim, sorguladım.
Neyi sorguladınız?
Bir çark var, o çarkın içerisine dahil oluyorsan; çarkın gerektirdiği görevleri üstlenmek zorundasın. Sistem böyle dönüyor. Mevcut sistemi sorgularsan sıyırırsın. ‘Öykü, bunları yapma’ dedim kendi kendime. Para kazanmak zorundayım bir şekilde, çarka dönüyorsan biraz burnumuzu sürtelim, fazla sorgulamayalım. Bu bizim işimiz.
Ülkemizde kadın olmak zor, kadın sunucu olmak daha zor mu?
Bizde sunuculuk bir meslek olarak kabul edilmiyor. Ekranda olmadığım dönemde herkesin sunucu olduğunu gördüm. Sunuculuk, ekrana giden yolun en alt tabakasıdır. Herkes oraya bir girer, görünür, oluyorsa olur sonra oyunculuğa geçer. Ekrana giriştir sunuculuk. Yargılamıyorum, herkes deneyecek tabii ki. Kendimi başka bir yere koymak istediğimden değil. Ama keşke meslek olarak algılansa. Bana ‘’alt tarafı sunucusun’’, diye hakaret etmeye çalışıyorlar. Oysa ben bundan başka iş yapmadım yıllardır.
Altın Kelebek gecesine gelelim. Öncellikle Beyaz Show hikayesi tam olarak neydi?
Beyaz, benim arkadaşım. Ben İstanbul’a ilk taşındığım zamanlarda Beyaz’la yan yana stüdyolarda radyo yayınları yaptık. Beyaz sahneye çıktı, Halit Ergenç’le karşılıklı espriler, tatlı didişmeler oldu. Ben de devam ettirdim. Aslında, Beyaz’ınki sadece arkadaşıma sitemdi, arkadaşıma sitemden sektöre siteme bağlayınca yanlış anlaşılmış. Ben onunki gibi bir programı 20 yıldır yapıyor olsam, böyle bir arkadaşımı davet ederdim. Sonra zaten "gerçekten ben niye çağırmamışım" dedi.
"En çok da önümü kesenlere teşekkür ederim" dediniz? Kim kesti önünüzü?
Kimseyi suçladığım için söylemiyorum, bu benim yaşamdaki olgunlaşma sürecimle ve kendimle ilgili. Bu sektörde kimsenin kapısını çalmadım. Televizyonda kim müdür, kim yönetici bilmem. Bu diyalogları sürdürmediğin zaman senin olan işi, bu diyaloglarla elinden alan bir sürü insan çıkıyor. Görüşmeye gidiyorum geliyorum, her şey tamam; sonra biz başkasıyla anlaştık, diyorlar. Bu bağlantılarını kullanarak yol alanlar olduğu müddetçe ben bunu hep yaşayacağım. Belki de aldığım son ödül olacaktır.
Yarın televizyon tamamen bitse sizin için. Ne iş yapardınız?
Para kazanacağım bir yol bulurum. Televizyondan çok uzak kaldığım zamanlarda internette köpek kıyafetleri için bir blok açacaktım. Tam bu esnada geldi program teklifi. Her şeyden para kazanabilirim ben, öyle bir korkum yok. Benden ne çıkar bakacaktık. Hayat insanı defalarca öldürüp, defalarca doğuruyor. Bundan da kaçamazsın. Aralarda öğrendiğinle yoluna devam etmek mesele olan. Para kazanmak zorunda değilsem, okurum, yemek yaparım akşam da radyo programı yaparım. Domestik bir tarafım da var. Beni 2 sene önce görecektiniz, bu mevsimlerde şişle kazak örüyordum.
Gelelim özel hayata…
Çok uzun süredir yalnızım. Artık ruhumun yıpranma payından hoşlanmıyorum. Ben aşkı kuvvetli yaşıyorum. Kendimi öyle bir veriyorum ki, vecd halinde sevdiğim için, kendimi unutuyorum. Dağılanları toparlamakla geçti bir süre, şimdi yalnızlık güzelmiş diyorum. Sert bir aşktan çıkınca pare pare olan ruhu toparlamak biraz zor oluyor.










Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bunlarda İlginizi Çekebilir