29 Şubat 2016 Pazartesi

Amy Winehouse belgeseli Oscar aldı ama...

Ülkemizde de gösterime giren Amy belgeseli, rakiplerini geride bırakarak Oscar heykelciğini kucakladı. Yönetmen Asif Kapadia, Oscar'ı Amy Winehouse için aldı ancak Amy'nin babası Mitch Winehouse'u bir türlü memnun edemedi.



Asif Kapadia'nın yönetmen koltuğunda oturduğu 'Amy' belgeseli, 88'inci Oscar Ödül Töreni'nden 'En İyi Belgesel' kategorisinde ödül aldı. Kapadia, aldığı Oscar'ı Amy Winehouse'a armağan etti ve hakkında şunları söyledi: 'Filme gösterdiğiniz sevgiden ötürü herkese çok teşekkür ederim. Bu film gerçek Amy hakkındaydı. O bir magazin figüründen ibaret değildi. Güzeller güzeli bir kızdı, eğlenceli, çok zeki, hazırcevap biriydi ve çok özeldi. Biz bu belgeseli onun gerçekte kim olduğunu herkese göstermek için çektik.'

'ASİF HEPİNİZİ KANDIRIYOR' 

Kapadia, Amy Winehouse'u bu güzel sözlerle andı ancak Winehouse'un babası Mitch Winehouse buna da tepki göstermekte gecikmedi. Belgesel, Cannes'da ilk gösterimi yapıldığında da filmi beğenmediğini beyan eden ve yönetmen Kapadia'ya yüklenen Winehouse, belgeselin Oscar alması üzerine de Twitter hesabından şu sözlerle ateş püskürdü.

'Sırf bu belgesel Oscar aldı diye görüşümü değiştirmeyeceğim. Bu film, Amy'nin negatif, kinci ve yanıltıcı bir tasviridir. Bunu düzelteceğiz. Bebeğimle her zaman gurur duyuyorum. Bu sadece Asif'le ilgiliydi... O herkesi kandırdı.'

Asif Kapadia ve James Gey-Rees'in bir sonraki belgeselleri Arjantinli ünlü futbolcu Diego Maradona hakkında olacak.






Sezen Aksu'nun annesi Şehriban Yıldırım hayatını kaybetti

Ünlü sanatçı Sezen Aksu'nun, İzmir'de uzun süredir hasta olan 91 yaşındaki annesi Şehriban Yıldırım hayatını kaybetti.

Aksu'nun İzmir'de yaşayan annesi, emekli fen bilgisi öğretmeni Şehriban Yıldırım, kan basıncı düşmesi ve solunum güçlüğü nedeniyle geçen yıl 4 Ekim Pazar günü bir üniversite hastanesi acil servisine götürülmüş, ardından İzmir Kent Hastanesi'ne kaldırılarak yoğun bakım servisine yatırılmıştı.
Ünlü sanatçı, yaşlılığa bağlı sağlık sorunları olan annesinin hastaneye kaldırılması üzerine soluğu İzmir'de almış ve tedavisi süresince yanından ayrılmamıştı. 26 gün yoğun bakımda tedavi görün Şehriban Yıldırım daha sonra ailenin isteği üzerine evine götürüldü. Evindeki odasında yoğun bakım şartları yatırılan Şehriban Yıldırım bugün sabaha karşı hayatını kaybetti. Şahriban Yıldırım'ın yarın (çarşamba) öğlen Güzelyalı Hacı Ahmet Tatari Camii'nden cenazesinin kaldırılacağı öğrenildi. 

Adele'in film gibi hayatı!

Adele Laurie Blue Adkins 5 Mayıs 1988 senesinde Tottenham, Londra, İngiltere’de doğdu, İngiliz şarkıcı-söz yazarı ve müzisyen. Adele olarak tanınmaktadır. 2006 yılında bir arkadaşının Adele’e ait bir demoyu Myspace’e göndermesinden sonra XL Recordings, şarkıcıya bir kayıt sözleşmesi teklif etti. Bir sonraki yıl, BRIT Ödülleri’nde “Eleştirmenlerin Seçimi” ve BBC’nin “2008’in Sesi” ödülünü kazandı. 
İlk albümü 19 ile Adele hem ticari başarı hem de eleştirmenlerin takdirini kazandı. Albüm, Birleşik Krallık’ta (BK) bir numaradan giriş yaptı ve dört defa platin kazandı. ABD’deki kariyeri, izleyici rekoru kıran 2008’in sonlarındaki Saturday Night Live bölümü ile yükseldi. 2009 Grammy Ödülleri’nde En İyi Yeni Sanatçı ile En İyi Kadın Vokal Pop Performansı dallarında ödül kazandı.
İkinci stüdyo albümü 21, 2011 senesi başlarında piyasaya sürüldü. Albüm, iyi eleştiriler aldı ve çıkış albümünün elde ettiği başarıyı geride bıraktı. Bu albümle Adele, Yılın Albümü dahil olmak üzere altı Grammy Ödülü kazandı ve böylece bir gece en çok Grammy Ödülü kazanan kadın şarkıcı olarak Beyoncé ile eşit oldu.
Albümden çıkan “Set Fire to the Rain” adlı üçüncü single, şarkıcının ABD’deki üçüncü bir numara single’ı oldu ve böylece aynı anda Billboard Hot 100 listesinde üç bir numara şarkısıyla Billboard 200 listesinin başında yer alan tarihteki ilk sanatçı oldu. 21, ABD ve İngiltere albüm listelerinde en uzun süreli bir numarada kalan solo kadın albümü ünvanına sahip.
Ayrıca albüm Brit Ödülleri ile Amerikan Müzik Ödülleri dahil olmak üzere çeşitli ödül törenlerinden birçok ödül kazandı. 21 albümü, İngiltere’de on altı defa platinum ile belgelendi; Amerika Birleşik Devletleri’nde ise albüm, 1985 senesinden bu yana herhangi bir albümden daha uzun süre zirvede kalma başarısını gösterdi.
21 ile Adele, Guinness Rekorlar Kitabı’na çok sayıda rekor ile giriş yaptı. İngiltere’de bir yıl içinde üç milyondan fazla kopya satan ilk sanatçıdır. İki albümü ve 21 adlı albümünden çıkan “Rolling in the Deep”, “Someone Like You” ile “Set Fire To The Rain”, adlarındaki ilk iki single ile Adele, 1964 yılındaki Beatles’ın elde ettiği başarıdan beri aynı anda İngiltere’deki hem “Resmî Single Listesi” hem “Resmî Albüm listesi”ndeki en iyi beş içinde iki hit çıkarma başarısı elde eden yaşayan tek sanatçı oldu.
Adele, Dört yaşındayken şarkı söylemeye başladı ve seslerle saplantılı hâle geldiği iddia edilmektedir. Adele, müziğe sevgi ve tutku ile bağlanması konusunda Spice Girls’ün büyük bir etkisinin olduğunu açıklamıştır ve “Beni, bugün olduğum şey yaptılar.” diye belirtti. Adele, ayrıca Spice Girls’ü genç bir kızken akşam partilerinde taklit etti. Şarkıcı Gabrielle gibi görünebilmek için annesi, pullarla bir göz maskesi yaptı ki Adele, bunun utandırıcı olduğunu dile getirdi.
On bir yaşındayken Adele ve bir mobilya üreticisi ve yetişkin öğrenme etkinlikleri organizatörü olan annesi, West Norwood, Güney Londra’ya taşındı. West Norwood, Adele’in on altı yaşındayken yazdığı ve ilk kaydı olan “Hometown Glory”nin konusuydu. Güney Londra’ya taşındıktan sonra Aaliyah, Destiny’s Child ve Mary J Blige gibi şarkıcılar ve R&B ile ilgilenmeye başladı.
İşte Adele'in fotoğrafları...











Erhan Yazıcıoğlu İsmail Dümbüllü ile arasında yaşananları anlattı

Son günlerde 'İsmail Dümbüllü' hakkındaki açıklamaları ile gündeme gelen Erhan Yazıcıoğlu, 'Renkli Sayfalar' programına konuk oldu.
Erhan Yazıcıoğlu, usta tiyatrocu İsmail Dümbüllü için 'Kavuğu elden ele vasiyet olarak dolaştırılacak kadar iyi bir insan değildi. Ona dair anılarım kötüdür. Beni sahnede tekme tokat dövüp seyircinin önünde küfretmişti.' demiş, Yazıcıoğlu'nun açıklamaları dikkat çekmişti.
Kanal D'de ekranlaar gelen Renkli Sayfalar programına konuk olan Erhan Yazıcıoğlu işin aslını canlı yayında anlattı.
Ünlü oyuncu 'Bu benim kitabımda yer alan bir anıydı, şimdi gündeme gelmesinden utanıyorum' dedi. 
İşte Erhan Yazıcıoğlu'nun açıklamalarından satır başları:
- İsmail Dümbüllü öldüğünde hiçbir şey hissetmedim, cenazesine de gitmedim.
- İpek Dümbüllü'yü tanımıyorum. Ferhan Şensoy'un yönettiği bir oyunda rol almıştım. Bu konu gündeme bile gelmedi.
- Benim çocuklarım nasıl ki benim iyi ve kötü yanlarımı biliyorsa, İpek Dümbüllü de babasını biliyordur.
- Yaşadığım bir anıyı kitabımda paylaştım. Bugün gündeme gelmesinden utanıyorum. Ülkenin bambaşka sorunları var ama işiniz magazin, size de saygı duyuyorum.

İsmail Dümbüllü 5 Kasım 1973'te yaşamını yitirdi.
- Eşim ve çocuklarım benim ne olduğumu biliyorlardır. Benden eminlerse benimle ilgili kötü bir şey içlerinden geçmez.
- 48 yıl emek verdiğim 1000 kişilik bir tiyatro var. Herkes beni sevmiyodur. Ben zaten sevmeyenleri gözünden anlıyorum.
- Ben özür dilemeyi bilirim. Eleştiriye açığımdır. Sinirlenir birden parlarım, hata yaparım. Çevreme sorsanız 100 kişiden 99'u 'Erhan özür dilemeyi bilir' der.
 - İpek Dümbüllü konuyu mahkemeye taşıyacakmış. Ne söyleyecekler çok merak ediyorum. İstedikleri yere gidelim. 17 yaşında bir tiyatrocuya tekme atıyorsunuz! Bir genci dövmeye, küfür etmeye hakkı yok hiç kimsenin. Yaşananlara tanık olan iki isim yaşıyor. Bunlarla mı uğraşacağız, Allah aşkına!
- Ben Allah'ın adaletine inanırım. Örneklerini de gördüm. Bu yaşanan benim hayatımı çok etkileyen, yönlendiren bir şey değil. Bu benim  kitabımda (Kenar Mahalle Delikanlısı) yer alan bir yazı.
- Sizi kırdıysam özür diliyorum ama bu İsmai babanız ile benim aramda geçen bir sürtüşme. Tabii ki tüm yasal hakkınızı kullanabilirsiniz. Sizi yıllar sonra kırdığım için özür dilerim.
Erhan Yazcıoğlu'nun ardından programa telefonla bağlanan İsmail Dümbüllü'nün kızı İpek Dümbüllü şunları söyledi:
"Ben yayını dinliyorum. İyiliğine veya kötülüğüne Allah karar verir. Benim babam tüm Türkiye'de tanınmış bir adam. Bu adam kimmiş? Babamla mı gündeme gelmek istiyor. Haddini bilsin! Yoksa bildirirler. Ben onu mahkemeye de vereceğim."

Jennifer Garner, Ben Affleck ayrılığı sonrası ilk kez konuştu

88'inci Oscar Ödül Töreni'ne ilk kez yalnız katılan 43 yaşındaki Jennifer Garner, eski eşi Ben Affleck ayrılığı ile ilgili ilk kez konuştu.
Dünyaca ünlü Hollywood yıldızı Jennifer Garner, Ben Affleck'le olan ayrılıktan sonra dün akşam gerçekleşen Oscar Ödül Töreni'nde ilk kez yalnız başına kameralar karşısına geçti. 

Zor bir dönemden geçen Garner, oldukça iyi görünüyordu. 
Vanity Fair dergisinin Mart sayısına kapak olan Garner, ayrılıktan sonra ilk kez Ben Affleck hakkında konuştu: 'Bu gerçek bir evlilikti. Kameralar önünde yaşansın diye bir şey değildi. Bunu sürdürmek benim ilk önceliğimdi ama ne yazık ki yürümedi.'

Jennifer Garner ve Ben Affleck, 2013 Oscar törenlerinde oldukça mutlu görünüyordu. 

Garner ve Affleck çifti, 2015'in haziran ayında ayrılık kararı verdi. Bu kararın arkasında ise,  Ben Affleck'in, çocukların dadısı 28 yaşındaki Christine Ouzounian ile gizli bir ilişkisi olduğu iddiaları yer alıyordu. Ben Affleck, daha önce çıkan bu haberleri kesin bir dille yalanlamıştı. 
Ben Affleck'in 28 yaşındaki dadıyla ilişkisi olduğu haberleri çıkmıştı. 

Garner, ayrılık kararının ortaya çıkan bu skandalla bir ilgisi olmadığını dile getirdi: 'Dadı meselesi temmuz ayında patladı. Oysa bu haberler ortaya çıkmadan önce de zaten aylardır ayrıydık. Onun bizim boşanma kararı almamızla en ufak bir ilgisi yok. Onun bu denklemde bir payı yok.' 
'HAYATIMIN EN ÇETİN SINAVIYDI'
Garner, törende Benicio del Toro ile birlikte sahne de aldı. 

Garner, bu kararın hayatındaki en çetin sınav olduğunu söyledi: 'İşin en zor kısmı, bu kararı üç çocuğumuza nasıl açıklayacağımızdı. Medyada sürekli bu haberler yer alıyordu ve ne yapacağımı bilemiyordum. Onlarla uzun uzun sohbet ettim. Sonrasında ise kendimi izole etmeye karar verdim. Yazı mümkün olduğu kadar bu haberleri takip etmeyerek geçirdim. Ne yazıp çizildiğine dair bir şey bilmek istemedim.' 
Ben Affleck bu süreçte, 'Hiç etkilenmedin' diyerek eski eşini suçlamış ama ünlü oyuncu bunun tam tersi olduğunu söylüyor: 'Sessizliğimin sebebi çok acı çekmemdi. Kızgınlığımın ve acının ehlileşmesi gerekiyordu. Büyük resmi görmeye çalıştım. Çocuklarım her zaman önceliğim oldu ve her zaman da öyle olacak' diyor. 
Bütün bu yaşananlara rağmen, Garner eski eşine öfkeli olmadığının altını çiziyor: 'O benim hayatımın aşkıydı. Onunla evlendiğim için asla pişman olmadım.' 





İlk kez birlikte poz verdiler

Şeyma Subaşı kızının babası Acun Ilıcalı'yla ilk kez bir fotoğraf paylaştı.


Şeyma Subaşı'nın kızı Melisa'nın babası Acun Ilıcalı'yla paylaştığı fotoğraf dakikalar içinde beğeni rekoru kırdı.

Lady Gaga'nın 8 milyon dolarlık küpesi

Dün gece 88'incisi gerçekleşen Oscar Ödül Töreni'ne yalnız gösterişli kostümler değil, değeri milyon dolarları bulan mücevherler de konuşuldu.
88. Oscar Ödül Töreni'nde Lady Gaga'nın 8 milyon dolarlık (yaklaşık 24 mliyon TL) küpeleri kırmızı halıya damgasını vurdu. 
Brandon Maxwell imzalı kostümüyle oldukça şık görünen Gaga, Lorraine Schwartz marka elmas küpeleriyle göz doldurdu. 90 karatlık elmas küpelerin değeri, yaklaşık 24 milyon TL olarak açıklandı. 

Gaga, ödül töreninde 34 yaşındaki nişanlısı Taylor Kinney'in hediye ettiği 6 karatlık kalp şeklindeki nişan yüzüğünü de çıkarmadı. Gaga'nın nişan yüzüğü de 400 bin dolar (yaklaşık 1 milyon TL) değerinde. 
FİYATLARI EL YAKIYOR 
2000 yılında Hindistan'ı temsil ederek Dünya Güzeli seçilen Priyanka Chopra da mücevherleriyle çok konuşulan bir diğer isim oldu. Priyanka'nın Lorraine Schwartz marka 50 karatlık elmas küpelerinin değeri de 3.2 milyon dolardı (yaklaşık 9,5 milyon TL). 
Priyanka'nın 22 karatlık elmas yüzüğünün değeri ise 3.4 milyon dolar (yaklaşık 10 milyon TL) olarak açıklandı. 
Heidi Klum'un Goldconda marka üç yüzüğünün toplamı, 67 karat. Bu yüzüklerin değeri ise 2.5 milyon dolar (yaklaşık 7,45 milyon TL). 
Chrissy Teigen'in taktığı pembe elmas yüzük ve küpelerin toplam değeri ise 2.8 milyon dolar (yaklaşık 8,3 milyon TL). 

Arda Turan 82 bin TL'lik kıyafet dağıttı

Madrid'teki bir mağazadan 25 bin Euro'luk alışveriş yapan Arda Turan, denemeden aldığı kıyafetler üzerine olmayınca hepsini Bayrampaşa'daki arkadaşlarına gönderdi.


Makaron'da yer alan habere göre; Barselona'da top koşturan milli futbolcu Arda Turan, geçtiğimiz günlerde İspanya-Madrid'teki dünyaca ünlü bir markadan 25 bin Euro'luk (82 bin TL) alışveriş yaptı.

Kıyafetleri denemeden alan Turan, evde kötü bir sürprizle karşılaştı. Aldıklarının hiç biri üzerine olmadı.

Ünlü futbolcu, kıyafetleri mağazaya hediye etmek yerine doğup büyüdüğü, ailesinin hala yaşadığı İstanbul-Bayrampaşa'daki arkadaşları ve komşularına gönderdi. Bununla da yetinmeyen Arda Turan, giymediği 20 koli kıyafeti Bayrampaşa'daki ihtiyaç sahiplerine ulaştırdı.




Oscar'ı kazanamayan Hollywood yıldızları

"Leonardo Di Caprio çıktı kerevetine, darısı diğerlerinin başına..." 88. Oscar Ödülleri'ni kazanan isimler ve filmler dün gece açıklandı. Gözler bir kişinin üstündeydi... Yılların eskitemediği Leonardo, Oscar heykelciğine bu kez kavuştu. Altıncı kez aday olan aktör, The Revenant'taki (Diriliş) rolüyle Oscar'a uzandı. Uzun ve anlamlı bir konuşmayla içini döktü.

Peki ya diğerleri? Bakalım şimdiye kadar Oscar heykelciğini elde edememiş diğer aktör ve aktrisler kim...
TOM CRUISE
Son Samuray, Vampirle Görüşme gibi filmlerde imza atan Cruise da Oscar'ı henüz kazanamayanlardan.


EDWARD NORTON
Fight Club filmiyle akıllara kazınana aktör Edward Norton Oscar heykelciğine henüz dokunamadı. 

MEG RYAN
Meg Ryan'ın da adaylığı dahi bulunmuyor.

Üç kez Oscar’a aday gösterilmiş Amerika’lı aktör. 2003 yılında Karayip Korsanları: Siyah İnci’nin Laneti filmindeki performansı, 2004 yılında ise Düşler Ülkesi filminde gösterdiği performans ve 2007 yılında Sweeney Todd: The Demon Barber of Fleet Street filmindeki performası ile En İyi Erkek Oyuncu Akademi Ödülü’ne aday gösterilmiştir.
 BRUCE WILLIS
1955 doğumlu Amerikalı sinema oyuncusu Willis, 1988 yapımı Die Hard (Zor Ölüm) adlı filmde canlandırdığı John McClane karakteriyle sinemaseverlerin favorilerinden biri ama akademinin değil... 

JOAQUIN PHOENIX
Walk The Line filmiyle en iyi erkek oyuncu dalında Altın Küre ödülünü kazandı.

JOHN TRAVOLTA
Saturday Night Fever, Grease, Pulp Fiction, Face/Off gibi Holywood’un unutulmaz filmlerinde rol almış olan Amerika’lı aktör, dansçı ve müzisyen. İki kez Oscar’a aday gösterilmiş olan Travolta, Get Shorty filmi ile Altın Küre kazanmıştır.

JUDE LAW
Law, kariyeri boyunca iki kez Oskar Ödülü‘ne aday gösterildi.

BRAD PITT
4 adaylığı bulunmasına karşın henüz heykelciği evine götüremeyen aktör kariyerinde oyuncu ve film yapımcısı olarak onlarca önemli yapımda yer aldı.

LIAM NEESON
Steven Spielberg'in başyapıtlarından Schindler'in Listesi filmindeki Oskar Schindler karakteri ile tanınan ve Takip-Istanbul filmiyle Türk izleyicilerin de yakından tanıdığı Liam Neeson hiç Oscar kazanamadı. 

ROBERT DOWNEY JR.
Downey, Oscar adayı olmuş aynı zamanda BAFTA ve Altın Küre ödüllerine ulaşmıştır.

SAMUEL L. JACKSON
40'ından sonra şöhrete kavuşan Samuel L. Jackson bugün iyi bir aksiyonyıldızı ve karakter oyuncusu olduğunu ispatlamıştır.

WILL SMITH
Aday gösterildiği "Umudunu Kaybetme" ve "Ali" filmleriyle Oscar'a çok yaklaştı

HARRISON FORD
Eddie Murphy ve Tom Hanks’ten sonra filmleri en çok gişe hasılatı getiren oyuncu olmuştur.

SAM ROCKWELL
Green Mile The ve Galaxy Quest filmlerinde de rol alan Rockwell 1999 dan sonra yani aktörlük kariyerinin 10 yılından sonra özellikle de Confessions of a Dangerous Mind filminden sonra başarıya ulaşmış görünmektedir.

GARY OLDMAN
Emmy adaylığı olan ve BAFTA ödülü sahibi İngiliz aktör ve yönetmen Oscar kazanamadı.

RALPH FIENNES
1987 yılında Britanya Ulusal Kraliyet Tiyatrosuna katılan usta oyuncu, Steven Spielberg in 1993 yılında yönettiği Schindler's List adlı filmde Amon Goeth karakterini canlandırmıştır ve en iyi yardımcı erkek oyuncu daldında Oscar a aday gösterilmiştir.

JIM CARREY
"Bay Evet" ile güldürdü, "Sil Baştan" ile ağlattı fakat Oscar'ı kazanamadı.

CHARLIE CHAPLIN
İngiliz sinemɑ yönetmeni, oyuncu ve yɑzɑr. Asıl ɑdı Sör Chɑrles Spencer Chɑplin olmɑklɑ berɑber, yɑrɑttığı "Şɑrlo" (Chɑrlot) kɑrɑkteri ile özdeşleşti ve öyle ɑnıldı ama hiç Oscar'ı kazanamadı.

BONUS:
WOODY ALLEN
Bir çok filmi Oscar'a aday gösterilmiş ve kazanmış olsa da Woody Allen, Oscar Ödülleri'ne itibar etmeyen isimlerin başında, bugüne kadar Oscar Ödül Töreni'ne hiç katılmadı.
MARLON BRANDO
1973 yılında Marlon Brando kendisine verilen Oscar ödülünü yapılan Kızılderili katliamına dikkat çekmek için almadı. 30 Mart 1973’te yapılan törene, ödülü reddetmek ve aktör adına konuşmak üzere gönderilen Kızılderili Sacheen Littlefeather, görevliler tarafından engellendiği için Brando tarafından kaleme alınan metnin tamamını okuyamasa da durumu birkaç cümle ile açığa kavuşturdu.
Brando, otobiyografisinde o geceyle ve ödülle ilgili olarak: “Ama yine de büyük zorluklara rağmen Sacheen, Kızılderililer adına bir iki söz söylemeyi başardı; bu hareketinden ötürü onunla gurur duydum. O Oscar’a ne oldu bilmiyorum. Sinema Akademisi belki onu bana yollamıştır, ama öyle olduysa bile nerede olduğunu bilmiyorum.“

Bunlarda İlginizi Çekebilir