Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, Kanal D'de yayınlanan 'Beyaz Show'a 8 Ocak'ta telefonla bağlanarak, sokağa çıkma yasaklarının sürdüğü yerlerle ilgili konuşan ve öğretmenlik yaptığını belirten Ayşe Çelik ile programın sunucusu Beyazıt Öztürk ve program sorumlusu hakkında terör örgütü propagandası yaptıkları iddiasıyla soruşturma başlattı.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcıvekili İdris Kurt, "Programa katılan Ayşe Çelik'i, güvenlik güçleri tarafından annelerin ve çocukların öldürüldüğü yolunda beyanda bulunarak terör örgütü propagandası yapmakla, sunucusunu konuşmayı alkışlattırmakla, program sorumlusunu da yayını kesmeyerek bu olaya zemin hazırlamak"la suçladı. Hakkında başlatılan soruşturma kapsamında Bakırköy Adalet Sarayı'na gelen Beyazıt Öztürk, Cumhuriyet Başsavcı Vekili İdris Kurt'a yaklaşık 2 saat ifade verdi.
"DEVLETİN ÖĞRETMENİNİN KÖTÜ BİR ŞEY SÖYLEMEYECEĞİ ÖNYARGISI"
Beyazıt Öztürk ifadesinde 20 yıldır Kanal D televizyonunda canlı şov programı yaptığını ve bugüne kadar canlı yayında hiçbir şekilde yayın geciktirme uygulanmadığını söyledi. Programda bugüne kadar hakaret ya da argo bir hitapla karşılaşmadığını, böyle bir ihtimali sezdiğinde konuyu değiştirdiğini söyleyen Öztürk ifadesinde şunları anlattı:
"Bu yayında Ayşe Çelik isimli kişinin bağlanmasından önce neşeli bir şarkı söylenmişti ve eğlenceli bir ortamın ardından bağlanmıştı. Yayına bağlanan bayanın sözleri üzerine seyirciler konuşanı alkışlamaya başladı. Herhalde seyirci de tam olarak benim gibi, denilmek istenildiğini anlayamadı ve sadece çocuklar ve annelerinin ölümü cümlesine odaklandı. Seyircinin de anlamayarak alkışlaması ve bağlanan kişi de öğretmen olduğunu söyleyince ben doğal olarak devletin öğretmeninin kötü bir şey söylemeyeceği önyargısı ile ve o an da aklımdan geçen şehitler, yaralılar, öğretmenler, çocuklar, evde programı izleyen annem gibi binbir türlü düşünceler ve kendi iç sesimi dinlemekten programın devamında bağlanan kişinin söylediğini tüm samimi kalbimle duymadığımı belirttim. Basiret bağlanması yaşadım. Böyle bir olay başıma hiç gelmemiştir. Kesinlikle benim herhangi bir terör eylemini, terör örgütünü veya cinayeti, öldürmeyi övmem, buna prim vermem mümkün değildir. Ben de bir polis çocuğuyum ve polislerin ve güvenlik güçlerinin ne şartlar altında görev yaptıklarını bilirim. Hayatımın her anında zaten hissettim. Bir şehit haberi, anne haberi, bir çocuk haberi, bir öğretmen haberi duyduğumuzda ben de tüm insanımız gibi aynı duyguları ve acıyı paylaşırım."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder