27 Mart 2016 Pazar

Taylor Swift dünyayı nasıl baştan çıkardı?

Son yılların en büyük yıldızlarından biri o... Albümleri milyonlar satıyor. Katıldığı ödül törenlerinden kucak dolusu ödülle ayrılıyor. Apple Music’e ayak direyip şarkılarını bedavaya kullandırmayacağını söylüyor. Yeri geliyor, Kanye West’e kafa tutuyor. Oysa çok değil, bundan kısa bir süre önce demode çiçekli elbisesi ve kovboy çizmeleriyle üçüncü sınıf bir kafede yaşıtlarının yüz vermediği türde şarkılar söylüyordu. Peki nasıl bugünlere geldi? Üstelik prensiplerinden zerre taviz vermeden...
1) USLU BİR KIZ OLMAKTAN ÇEKİNMEDİ.
‘Müzik dünyası yaramaz kızları sever’ klişesini yıktı. ‘Sıkıcı’ demelerinden korkmadı, kendini ‘parti kızı’ olarak konumlandırmadı. Âlemlere akmayı seven Miley Cyrus gibilerden, alkol, uyuşturucu ve karasevda gibi ‘kötü’ alışkanlıklarıyla ünlü Amy Winehouse tarzından farklı bir yol tuttu.
Tam adı, Taylor Alison Swift olan müzisyen 13 Aralık 1989’da, Amerika’da, Pensilvanya’da doğdu.

2) SEVDİĞİ ŞEYDEN VAZGEÇMEDİ.

Okuldayken country müziği sevdiği için onunla dalga geçiyorlardı. İlerleyen yıllarda da ‘piyasa beklentileri’yle yüzleşti. Ama o hep sevdiği şarkıları söyledi.

3) ÖLÜMÜNE ÇALIŞTI.

Müzikle ilgili her şeye büyük bir iştah duyuyordu. Gecelerce gitar çalmaktan elleri yara bere içinde kalıyordu. Vakıf gecelerinde, dernek toplantılarında, milli marşı söyleyecek birini aradıklarından hemen kendini ortaya atıyordu.
Taylor Swift’in 10 Grammy ödülü var.

4) ASLA PES ETMEDİ.

Elbette karşısına birçok güçlük çıktı. Hayalleri defalarca yıkıldı. Seçmelerini geçtiği projeler iptal edildi, “Ellerin küçük, gitar çalamazsın” ya da “Albüm için çok küçüksün, büyü de gel” gibi şeyler söylediler. Bunlar onu asla yıldırmadı. 

5) İNTİKAMI PARAYA ÇEVİRDİ.

Güzel, zengin ve derslerinde başarılı olmasına rağmen ya da tam da bu sebeplerden, neredeyse bütün okul hayatı boyunca dışlandı. Yalnızlığa itilmek onu mükemmel bir gözlemci haline getirdi. Her aşağılamayı, başarısız ilişkiyi, öfke patlamasını birer şarkıya dönüştürdü.

6) DUYGULARINI ÖNEMSEDİ.

Hislerini hep sanatla ifade etti. Mesela 11 Eylül saldırıları için kısa, çok etkileyici bir şiiryazmıştı. Biri dinler mi, beğenir mi diye düşünmeden yazdı, yazdı, yazdı...

7) FARK YARATTI.

İşler ciddiye binince ülke çapında, kendisiyle benzer tarzda, ünlü olmaya çalışan milyonlarca genç olduğunu fark etti. Onun gibi cici bir kızın çirkinleşip rakiplerinin ayağını kaydıracak hali yoktu elbette. Yeteneğine sarıldı. Onu diğerlerinden ayıran, söz yazıp beste yapabiliyor olmasıydı.

8) RİSK ALMAKTAN KORKMADI.

Evet, hayalleri gerçek olmaya başlamıştı, artık onu müzik piyasasında ciddiye alıyorlardı. Ama iddialı bir çıkışa ihtiyacı vardı. Risk aldı ve country yıldızı Tim McGraw hakkında bir şarkıyla çıktı. Ve bir anda McGraw’ın bütün hayranlarından destek gördü.
Geçen yıldan beri DJ Calvin Harris’le birlikte...

9) BAŞARIYI GİTTİ, ALDI.

Kariyer basamaklarını hızla tırmanmaya başladıktan sonra bile oturup keyfine bakmadı. Eğlenmeye gitmek yerine imza günlerine katıldı, hayranlarıyla buluştu, tek tek radyoları dolaştı...
10) SEKSİLİĞİNİ KULLANMADI.
Sansasyon yaratan kostümler giymedi, dilini dışarı çıkarmakla ya da ‘twerk dansı’yla falan ilgilenmedi. Hiçbir zaman seksiliğinin altını çizme ihtiyacı duymadı.
Mona Kitap’tan çıkan ‘Amerika’nın İyi Kızı’ (Chloe Govan) ünlü şarkıcının sırlarını anlatıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bunlarda İlginizi Çekebilir