2 Kasım 2015 Pazartesi

Gisele Bündchen 'Aklım baklavada kaldı'

Dünyanın en ünlü top modeli Gisele Bündchen, kariyerindeki 20. yılını kitabıyla kutluyor. Bu vesileyle konuştuğumuz Brezilyalı efsane evliliğini, yeni hayatını ve İstanbul günlerini anlattı.

Onu tanımlamak için ‘süpermodel’ kelimesi yetersiz kaldığı için yeni bir kelime türetildi: ‘Übermodel.’ Başarıları göz önüne gelince sözcüklerin yetersizliği de gayet normal. Kariyerinde 20 yılı geride bırakırken, dünyanın gelmiş geçmiş en çok kazanan mankeni oldu. Şahsi serveti 1.2 milyar TL. 11 yıldır elinde tuttuğu ‘dünyanın en çok kazanan top modeli’ titrini, geçen yıl servetine 120 milyon TL katarak güçlendirdi. Özel hayatı da bir hayli imrendirici: Amerikan futbolunun süperstarı, yakışıklı sporcu Tom Brady ile altı yıldır sürdürdüğü mutlu evliliğinden iki dünya güzeli çocuğu var. Para, şan, şöhret, güzellik, mutluluk... Bir kadın daha ne isteyebilir ki?
Şanslıyım, bir tanrıçayla çalışma şansım oldu: Mert Alaş ve Marcus Piggott’nun 2003’te Missoni için çektikleri bu kare, kitapta yer alıyor. Mert Alaş, Gisele’le dostluğunu şöyle anlatıyor: “O, enerjisi ve güzelliğiyle tüm sayfaları aydınlatır. Çok şanslıyım, bir tanrıçayla çalışma ve arkadaş olma fırsatı kime çıkar ki!”

Tüm bunlar yüzünden 35 yaşındaki Bündchen’in dünyanın en ulaşılmaz, en soğuk ve ‘havalarda’ kadını olduğu da düşünülebilir. Seneler içinde röpörtaj yaptığım, onun başarılarının onda birine sahip olabilmek için ömrünü feda edebilecek onlarca top modelin ego şişkinliğini de göz önüne alırsak, ‘havaya girseydi’ haklı da sayılabilirdi. Ama Gisele, tam da tersine dünyanın en doğal, sade ve egosuz kadınlarından biri. “Nereden biliyorsun” derseniz...
Top modelle ilk kez 2010’da, Ipanema terliklerini tanıtmak için ülkemize geldiğinde röportaj yaptım. Hayatımın en şaşırtıcı deneyimlerinden biriydi: Buluşma saatinden önce gelmiştim, o ise ikizi Patricia Bündchen ve işbirliği yaptığı Twigy’nin kurucusu Sinan Öncel’le kahvaltı ediyordu. Buraya kadar her şey normal. Tam beklemeye hazırlanıyordum ki, beni çağırdı. İnsan bekletmek prensibi olmadığından toplantıyı yarıda kesip kahvaltı masasına oturttu; omletinin yarısını zorla verip, kendi elleriyle peynir-reçel servisi yaptı. Sonrasında sohbet muhabbet, gelsin baklavalar, gitsin Türk kahveleri.... ‘Yıldızcıkların’ bile kapris üstüne kapris yaptığı bir endüstride yaşadığım sürreal gün aklımdan asla çıkmadı. Beş yıl sonra yaptığımız bu röportaj, o günden izler taşıyor. İşte evliliğindeki bulutlar, kariyeri ve çocuk planlarıyla ilgili efsane model Gisele’in anlattıkları....
KUTU KUTU BAKLAVA GÖTÜRDÜM
Beş yıl önceki İstanbul ziyaretinize gelirsek... Aklınızda neler kaldı?
-Kendimi çok ‘evde’ hissetmiştim Istanbul’da. Türkiye’yi gerçekten çok seviyorum ve İstanbul’da geçirdiğim zamanları da hep mutlulukla anıyorum. Mutlaka yeniden gelmek istiyorum ama ne zaman olacağını bilemiyorum. Herkes bana çok kibar davranmıştı, insanların ne kadar sevgi dolu olduğuyla ilgili şoke olmuştum. Bir de kahvaltıdan sonra Boğaz’da tekne turu yapmıştık.  Şehrin ne kadar renkli olduğunu, güzelliğini görmek benzersiz bir tecrübeydi.

Her ne kadar incecik olsanız da baklava çeşitlerine karşı da hayli ilgiliydiniz.
-Gerçekten de akımda en çok kalan baklava... Aşırı lezzetliydi! Kutu kutu götürmüştüm eve....

Sonra bir fal bakma faslımız olmuştu, fincanda kızınız olacağı ve kitap çıkartacağınız gibi ‘kehanetler’ çıkmıştı. Ne düşünüyorsunuz? İnanıyor musunuz bu tip şeylere?
-Hatırlıyorum. Ben zaten çok ruhani bir insanım. Hayatta hiçbir şeyin tesadüf olduğuna inanmam mesela. Her şey olması gerektiği için olur. İnanırım mistik şeylere, artık nasıl yorumlarsanız...
Peki başka çocuk planları da var mı gelecekte?
-Hayır. Bence şimdilik iyiyiz, daha fazla çocuk doğurmak gibi bir niyetim yok.

Top modellerin kızlarının da annelerini takip etmesi son yıllardaki yeni trend. Kızınız Vivian model olmak isterse ne yaparsınız?
-Biraz klişe olacak ama ne yapmak istiyorsa onu yapsın. Her koşulda desteklerim. Modellik yapmak istiyorsa onu yapsın. Çocuklarım için tek dileğim onların mutlu olmaları. Her anne bunu ister.



Nisan ayında son kez podyuma çıktınız. Artık defilelerde yer almayacağınızı söylediniz. Neden?
-Şöyle de bir durum var: 14 yaşımdan beri deliler gibi çalışıyorum. Şimdi çocuklarımla biraz daha fazla vakit geçirip, biraz kendimi dinlemek istiyorum. Ama tabii ki çalışacağım. Çok istediğim, çok aklıma yatan projelerde yer alacağım... Hayatımın bu dönemi için heyecanlıyım açıkçası.
DEDİKODUCULARIN NE DEDİĞİ KİMİN UMURUNDA?
Taschen’in 536 sayfalık ‘Gisele’ adlı kitabında 300’ün üstünde kare var. Kitabın ilk 100 adedi önsiparişle 5 bin TL’ye satıldı. Geri kalan 900 adet için fiyat 2 bin TL’den başlıyor. 
İlk kitabınız ‘Gisele’ rekor bir fiyatla piyasaya çıkıyor: İmzaladığınız 100 adedi 5 bin TL’den satıştaydı. Ve önsiparişler yüzünden tükenmiş. Nedir bu kitabı böyle benzersiz kılan?

-Bu, sınırlı sayıda basılan sanatsal bir çalışma. Sadece 1000 adet basılacak. Piyasada bu ayardaki sanatsal kitaplar da üç aşağı beş yukarı aynıdır. Kitaptan da elde edilecek gelirin tamamını yardım kuruluşlarına bağışlıyorum. Dünya çapında farklı fiyattan satışa sunulacak bir edisyonu da olacak zaten.

Peki biraz içeriğinden bahsedelim...

-Projenin çıkış noktası, kariyerimin 20. yılını kutlamak. Kariyerim boyunca büründüğüm değişik rolleri, geçirdiğim şeyleri ortaya koyacak bir çalışma. 300’ü aşkın fotoğraf var. İçinde yer alan her çekim, kariyerim için mihenk taşlarından biri. Hiç görülmedik kareler de var. Ayrıca moda endüstrisinde beni parlatan önemli isimlerin, ailemin ve arkadaşlarımın da benimle ilgili anıları da yer alıyor.



Modellik kariyer olarak en kısa soluklu mesleklerden. Her yıl binlerce genç ve güzel rakip katılıyor podyumlara. Ama siz 11 yıl üst üste ‘dünyanın en çok kazanan modeli’ oldunuz. Nasıl başardınız?
-Ne diyebilirim? Elimden geleni yaptım, elimden de bu geldi. Bir de hiçbir zaman havalara girmedim, hep olduğum gibi kaldım. İnsanlar da benimle çalışmayı sevdiler bu yüzden. Yani en azından ben bunun kariyerimde etkili olduğunu düşünüyorum.

Juergen Teller’ın 2014’te çektiği bu kare daha önce hiçbir yerde yayımlanmayan fotoğraflardan. 

Son altı aydır eşiniz Tom Brady ile evliliğinizin sallantıda olduğu iddia ediliyor. Bu konuda ne diyeceksiniz? Gerçi Instagram’a mutluluk fotoğrafları koyuyorsunuz ama bu konuda bir açıklamanız olmadı...
-Dedikoducuların ne dediği kimin umurunda? Onlar anca çevrelerine negatif enerji yayarlar. Eğer böyle yaşamayı seçiyorlarsa, bu onların seçimi. Ama ben alet olamam. Keyfimi yerine getirecek, enerjimi yüksek tutacak şeylere kanalize etmeye çalışıyorum kendimi.

Estetik müdahale yaptırdığınız da iddia edildi, ama yine aynı suskunluk.... Neden hakkınızda yöneltilen iddialar hep yanıtsız kalıyor? Bu bir strateji mi?
-Öyle denemez aslında. Sadece kendi içime dönüp, huzuru kendimde arıyorum. Bu da beni daha güçlü yapıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bunlarda İlginizi Çekebilir