Gülse Birsel, 2 yıldır uzak kaldığı ekranlara iki yeni projeyle dönmeye hazırlanıyor. Birsel, Elele dergisine verdiği röportajda hem bu yeni projeleri hem de hakkında merak edilenleri anlattı.
Yazı İstanbul’da geçiriyorsunuz. Nasıl bir ruh hali içindesiniz? Şehirde yaza dair ilk gözlemler neler?
Önce sıcak ama işe güce girince alışıyorsun! Uzun yıllardır ağustosta beyaz tenli olmamıştım. Bir yandan da her gün iş gibi mayo giyip denize gitmek zorunda kalmamak fena değilmiş. TV’de Bodrum görüntüleri çıktığında da ağlamıyorum, sadece gözüme bir şey kaçıyor.
“Yalan Dünya”dan bu yana uzun bir ara oldu. Dizi senaryosu için bilinçli bir mola mıydı bu?
“Yalan Dünya”, 2014 yılının aralık ayında bitti. Ondan hemen sonra da 13 bölümlük bir oyuncu yarışması yaptık, “Komedi Türkiye” diye, o da 2015’in ağustos ayında bitti. Aslında 2 senedir televizyonda yokum. Bu esnada kitap çıktı, gazete yazıları devam etti, bir film senaryosu, bir dizi hazırladım. Boş durmadım ama sağ olsunlar seyirci mümkünse her gün televizyonda görmek istiyor. Esasen “Yalan Dünya” ve “Avrupa Yakası” her gece tekrar bölümleriyle ekranda, bir yerde görüyorlar da beni her gün!
Yeni bir film hazırlığındasınız. Son dönemde sinema adına sizi en çok etkileyen ne oldu?
Tabii bir film senaryosu yazıp bitirmiş olmam ve yapımcının, yönetmenin, okuyan oyuncuların beğenmesi oldu. Kendimden çok etkilendim! Yoksa tabii güzel filmler seyrediyorum ama insan benmerkezci bir mahluk!
Nasıl bir film bekliyor bizi?
Tatlı bir aile ve evlenme komedisi. Bir kısmı İstanbul’da, bir kısmı Adana’da geçiyor. Yönetmeni Ozan Açıktan. Anladığım kadarıyla çok gülünecek. Bu vaadi daha okuma provalarındayken dillendirmek belki yanlış ama senaryoyu okuyup “Çok güldüm” demeyen olmadı henüz ve çok mutluyum. E oyuncu ekibi zaten muhteşem. Engin Günaydın, Demet Evgar var, olağandışı yetenekli insanlar bunlar. İlk defa burada söylüyorum; Erdal Özyağcılar var ve çok heyecanlanıyoruz onunla çalışacak olmamıza. Şevket Çoruh var, bayılırız. Devrim Yakut ve Fatih Artman var, ikisinin de hayranıyım. Derya Karadaş var ki hayatta en çok güldüğüm oyunculardan biri. Devin Özgür Çınar, Arif Erkin, Ünal Yeter, Rıza Akın, Erdal Cindoruk, Ayta Sözeri, Su Kutlu... Hangi birini sayayım? Star kadro. Ben de oynuyorum tabii.
Diğer yeni projeler neler?
Kışın bir de yeni sitcom olacak. Onun hazırlıkları da başladı.
BİRBİRİMİZE ŞÜPHEYLE BAKAR OLDUK
Genellikle dizilerinizde tanınmayan oyunculara da fırsat veriyorsunuz. Yeni dizide benzer bir durum söz konusu mu?
Elbette. Genç oyuncular da olacak. Her rol için 20-30 oyuncuyla deneme çekimi yapıyoruz. Ki doğrusu da bu. Feci yorucu, ama inanılmaz insanlar çıkıyor. Bazen öyle yetenekli biriyle karşılaşıyorsunuz ki, yeni bir karakter yazıyorum ona. Mesela “Yalan Dünya”daki Zerrin, önce yoktu. Derya Karadaş’ı başka roller için denediğimizde ağzımın suyu aktı ve Zerrin’i yazdım.
Bizim milletin gülmekle derdi nedir sizce? Sokakta kimse gülmüyor, insanlar birbirine gülümsemiyor, kadın biraz yüksek sesli güldü mü olay oluyor, biraz fazla güldük mü ‘başımıza bir şey gelecek’ deniyor...
Gerginiz. Kendimizi korumaya çalışıyoruz. Hep gardımızı almış dolaşıyoruz. Sokaklar tehlikeli, kimse birbirine güvenmiyor, asabiyiz, son yıllarda zorla kutuplaştırıldık bir de. Gittikçe daha kötü oluyor. Birbirimize şüpheyle bakar olduk. Gülmek, kendini güvende hisseden insanın davranışıdır.
Sinir bozukluğu gülmeleri haricinde tabii. Çok az kişi kendini güvende hissediyor bu ülkede.
TATiL VE YEMEĞE iYi PARA HARCARIM
Nelere hiç düşünmeden para harcarsınız?
Tatillere, yemeklere iyi para harcamayı severim. Mücevher, tekne, otomobil, hatta ayakkabı, çanta deliliğim filan bile yoktur.
Çok umutsuz hissettiğiniz anların üstesinden nasıl gelirsiniz?
Çok başarılı değilim o konuda. Allah’tan az oluyor o zamanlar. Genelde iyimserim. Mutsuzluktan 15 dakikada sıkılıyorum ben. Ama baş edemediğim zamanlar, genelde feci güçsüz hissedip televizyonun karşısına boylu boyunca yatıyorum ve pastaya, çikolataya vuruyorum kendimi. Orijinal bir tepki değil tabii bu. Keşke motosikletime atlayıp ıssız yollarda saatlerce bilinmeyen bir yere gidiyorum filan deseydim.
Her şeyi bırakıp kaçıp gitmek istediğiniz bir an yaşadınız mı?
Ben kaçıp gitmem. Oturup kendimi daralta daralta çözüm ararım ve genelde de bulurum. Çözümünü bulamadığınız sorun olamaz. Varsa o sizinle ilgilidir ve dünyanın bir ucuna da gitseniz sizi takip eder. Bir şeyleri asla değiştiremiyorsanız kendinizi değiştireceksiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder