29 Ekim 2014 Çarşamba

Bir ‘Ütopya’ gerçek oluyor

Acun Ilıcalı’nın yeni programı “Ütopya” bugün başlıyor. Ilıcalı, yeni projesiyle ilgili şöyle diyor: “Bana kalsa dünya şöyle olurdu, ben olsam dünyayı böyle yaşardım diyenler, hayallerini bu yarışmada gerçeğe dönüştürebilecek.”

Hürriyet'ten Müge Serçek Biroğlu'nun röportajı...

Yeni sezon beklediğiniz gibi başladı mı?
- Evet, tam da beklediğim gibi başladı. Favorisi olmayan bir sezon yaşıyoruz. Bütün kanalların yüksek bir motivasyonla reyting savaşında mücadele ettiğini görüyorum. Yıllardır reytingleri takip eden biri olarak şimdiye kadar gördüğüm en heyecanlı sezon diyebilirim.

Sezon başında oldukça iddialı konuşarak TV8’i reyting sıralamasında ilk 3’e taşıyacağınızı söylemiştiniz, bu anlamdaki beklentiniz ne yönde ilerliyor?
- Evet kanalı prime time’da ilk üçe sokmak konusunda iddialıyız, elimizden geldiğince de bunun mücadelesini veriyoruz. Kanalı satın aldığımda prime time ortalaması 1,5 share’deydi, şu anda ABC1’de 8, AB’de 9 share’imiz var. Ön gruba fazlasıyla yaklaştık, kasım ayının da bizim için iyi geçeceğini ümit ediyorum. Her şey planladığımız gibi giderse kasım sonunda iyi bir noktada olacağız.

Bugün “Ütopya” adlı yeni bir program başlıyor. Nasıl bir yarışma bu?
- Uzun zaman sonra bizi en çok heyecanlandıran yarışma oldu bu... Yaklaşık dört aydır bu program için hazırlanıyoruz. Polonezköy’de büyük bir alanı adeta yeniden inşa ettik ve 15 yarışmacının yeni hayatlar kurmaları için uygun hale getirdik. Bundan sonrası tamamen yarışmacılara kalmış.

Bu yarışmacılar nasıl hayatta kalacaklar, neler yapacaklar?
- Hani hep deriz ya “Bana kalsa dünya şöyle olurdu, ben olsam dünyayı böyle yaşardım” diye... İşte biz 15 yarışmacıya bu fırsatı sunuyoruz. Bu yüzden de adı “Ütopya”...

Yarışmada hiç kural ya da oyun yok mu?
- Hiçbir kural, oyun olmayacak. 15 kişinin bir araya gelip neler yapacağını göreceğiz.

“Survivor”la örtüşen yönleri var mı?
- Benzer yönleri olabilir ama pek örtüşmüyor. Bu yarışmada yarışmacılar ticaret yapacaklar, devamında işin hangi boyutlara geleceğini göreceğiz. Bundan dört ay sonra çok zengin olmuş ya da tam tersi batmış bir grup görebiliriz. Bu yarışma tam anlamıyla gerçek bir deney. “15 kişiyi hiçbir kural koymadan bir araya getirseniz ne yaparlar” sorusunun cevabını arayacağız.

YARIŞMACILARI 40 BİN  KİŞİ ARASINDAN SEÇTİK
15 yarışmacıyı nasıl belirlediniz?
- 40 bin başvuru arasından eleme yaptık. Sekiz-dokuz eleme sonrasında 15 kişi kaldı. Özellikle her kesimden arkadaşlarımıza yer verdik. Bu mozaiğin ekrana nasıl yansıyacağını ben de merak ediyorum açıkçası.

Peki siz hangi etapta yarışmacı elemelerine katıldınız?
- Son üç elemede ben de vardım. Herkesle bire bir görüştüm.

Elemeler sırasında ilginç bir yarışmacı gözlemlediniz mi?
- Yarışmacılardan biri “Beni artık kitlelerle buluşturun” dedi. “Anlayamadım” dediğimdeyse “Kitlelerle buluşturun beni, benim işim kitlelerle” cevabını verdi. Konuşması da çok değişik bir arkadaş, oldukça ilgimi çekti. Bunun dışında eşini kaybetmiş, kendi başına hayat mücadelesi veren bir kadın yarışmacımız var. “Ütopya”yı hayatının dönüm noktası olarak görüyor. Zaten ilginç insanları seyretmek zevkli oluyor bence.

Neredeyse bütün yarışmalarınızda, yarışmacıları belirlerken bir puzzle oluşturuyorsunuz. Bunu nasıl yapıyorsunuz?
- Bazı arkadaşlarımızı hislerimizle ve öngörülerimizle davet ediyoruz. Birine baktığımda ekranda ne olabileceğine dair bir öngörüm var. Sarraf pırlantaya baktığında gerçek olup olmadığını nasıl anlayabiliyorsa, ben de insana baktığımda bunu anlayabiliyorum. Yarışmacı seçme konusunda iyi bir noktadayız, yarışmayı heyecanlandıracak kişileri seçebiliyoruz. Bu da tecrübeden kaynaklanıyor sanırım.

Peki yarışmacı seçerken en çok neden etkileniyorsunuz?
- Natürellikten... Kesinlikle oynamayan insan peşindeyim.

Bu anlamda yanıldığınız olmuyor mu?
- Oluyor tabii. Ciddi anlamda hayal kırıklığı yaşadığım yarışmacılar da oluyor ama dört kişide hayal kırıklığı yaşayıp beş kişide yaşamıyorsam, bu şov için yeterli bir dengedir.

BU YARIŞMANIN BELLİ BİR SÜRESİ YOK
“Ütopya”nın sonunda yarışmacılar ne kazanacaklar?
- Yarışma boyunca kazanılan parayı, finalde birinci olan kişi alacak. Bu para belki 1 milyon olur belki de 500 bin olur... Belki de kazandıkları tüm parayı yarışma içinde harcarlar ve yarışma sonunda kazanacak hiç para kalmaz. Benim asıl merak ettiğim, nasıl bir yönetim şekliyle yaşayacakları... Demokrasi mi, başkanlık sistemi mi yoksa başka bir yöntem mi... Eve gireli dört gün oldu, daha şimdiden sahip oldukları ineklerden birini satıp satmamayı tartışmaya başladılar. Bizim onlara hiçbir müdahalemiz olmayacak, bu yüzden iş nereye varacak, nasıl para kazanacaklar çok merak ediyorum.

Ticareti nasıl yapacaklar?
- Yarışmacıların dışarı çıkmaları yasak, dışarıdan eve gelenlerle üç saat içinde ticaret yapmaları gerekiyor.

Yapamadılar diyelim, siz destek olacak mısınız?
- Yok, hayır. Eğer ticaret yapıp kazanamazlarsa o şekilde yaşayacaklar.

Peki bu yarışma ne kadar sürecek?
- Süresi yok, süresiz!

Nasıl yani! Neye göre şekillenecek bu süre?
- Hep beraber göreceğiz (gülüyor).



MUHABİRKEN KURDUĞUM HAYALLERİN 10 TUR ÖNÜNDEYİM
Herkesin merak ettiği bir şey var; “Best of Survivor” yapacak mısınız?
- İki alternatifimiz var. Biri “Best of Survivor” yapmak, diğeri normal “Survivor”a devam etmek. Bu ikisi arasında gidip geliyoruz. Best of bize çok heyecan veriyor ama belki önümüzdeki sene yaparız, belli olmaz. Eğer yaparsak benim bile 4 sene önceki Survivor’dan görmek istediğim yarışmacılar var açıkçası. Bunun dışında hayalimde daha birçok yarışma programı yapmak var ama ilk hedefim kanalı istediğim seviyeye getirebilmek.

Muhabirlik yıllarınızda bir gün kanal sahibi olmayı hayal etmiş miydiniz?
- Muhabirken kurduğum hayallerin 10 tur ilerisindeyim. Kanal sahibi olmayı hiçbir zaman hayal etmemiştim, ta ki kendi projelerimin totalinin bir kanalı büyük bir kanal seviyesine getirebileceğime inandığım güne kadar... Mesela reality show olarak iyi bir durumdayız ama kanalımızda sadece bir tane dizi var. Diziye de ağırlık vermek istiyoruz.

Nasıl bir dizi olacak bu, netleşen bir şeyler var mı?
- Birol Güven ile işbirliğine giriyoruz. Bugüne kadar yaptığı işleri takip eder, beğenirdim. Onunla birlikte üç ya da dört dizi yapacağız. Üstelik yaptığımız dizilerle devrim yapacağız çünkü bu diziler 60 dakikalık olacak. Bu konuyla ilgili olarak devamlı çalışma halindeyiz, ilk dizimizin cast’ı bile belli. İkincinin de konusu hazır.

Ne tür diziler olacak?
- Sit-com. İstiyorum ki insanlar TV8’i açtıkları her an eğlensinler, stres atsınlar. Bunun dışında Atalay Demirci ile bir şov yapmaya karar verdik. Eğlence bazında baktığımızda yarışmalar dışındaki bölümü de tamamladık diyebilirim. Kanal her geçen gün istediğim kıvama geliyor.



HER GÜN KARNE ALIYORUM
Kanal sahibi olduktan sonra üzerinizdeki sorumluluk arttı, bunun üstesinden gelebiliyor musunuz?
- Büyük başın derdi büyük olur lafını hepimiz biliyoruz. Eskiden bir derdim varsa artık 20 derdim var. Şu an tek sıkıntım zaman... Zaman bana yetmiyor. Ekibimle beraber gece 01.30-02.00 gibi toplantı yapmaya başlıyoruz, 04.00’e kadar toplantı yapıp daha sonra kendi halimize kalıyoruz. Rahat bir gün geçirebilmem için bir günün 35 saat olması gerekiyor. Eskiden karne almaktan nefret ederdim, okulu bitirdiğim gün dedim ki “Oh be bir daha karne falan almayacağım, kurtuldum”. Herhalde Allah beni duydu ve cezalandırdı; artık her gün reyting karnesi alıyorum. Her gün 10’u 1 geçe o karne elime geliyor!

Muhabir Acunken yapıp şimdi yapamadığınız ne var, ne yapmayı özlediniz?
- Boş boş durup hiçbir şey yapmamayı özledim. Çünkü üzerimde çok büyük bir yük var.

BELİMİ DOĞRULTUNCA FUTBOL PROGRAMI DA YAPACAĞIM
Sizin gibi futbol tutkunu birinin kanalında neden futbolla ilgili bir program yok?
- Biraz daha belimi doğrulttuğumda olacak. Üstelik hiç tahmin etmeyeceğiz bir futbol programı yapacağım. Ticari bir kaygısı olmadan zevkine yapacağım bu programı.

Bundan sonrası için Türkiye’ye hangi yarışma programlarını getirmeyi düşünüyorsunuz?
- Aklımızda birkaç proje var, gerekli bağlantıları da kurduk. Bunun dışındaki asıl hedefim yurtdışında bir kanal satın almak, bu anlamda biraz yol kat ettim. Eğer yurtdışında başarılı olursam Türkiye’den de program ihraç edebileceğim. Bunun da ülke ekonomisine çok ciddi katkıları olacağını düşünüyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bunlarda İlginizi Çekebilir