Hürriyet'ten Aslı Barış, bu soruların cevapları için Miranda ile konuştu. İşte o röportaj;
Victoria’s Secret’la anlaşmanız bitince herkes kariyerinizin inişe geçtiğini düşündü. Ama dört dev markanın kampanyasının yüzü oldunuz. Bir yandan da henüz dört yaşında olan bir oğlunuz var. Nasıl geçiyor hayatınız, bir koşturmaca içinde mi?
- Hayatım bir hayli yoğun ama hepsini idare edebiliyorum. Bir markanın yüzü olmak belli bir süreç zaten. Anlaşmalarımın hepsi sonuçlandığı için ona göre zamanımı ayarlayıp, geri kalanını aileme adıyorum. Her günüm birbirinden farklı. O açıdan renkli bir hayatım var, bir haftada birbirine benzeyen iki günüm olmaz. Bu, bizim işimizin doğasında var. Ama bu durumun beni yıpratmasını önlemek için kendime göre rutinler oluşturdum.
Mesela?
- Güne çok erken başlarım. Sabah kalktığımda mutlaka yoga ya da kardiyo ağırlıklı egzersiz yapıyorum. Sonra oğlum Flynn uyanıyor, ona kahvaltı hazırlıyorum. Birlikte zaman geçirmemiz çok önemli. Kahvaltıdan sonra oturup sohbet ediyoruz, günümüzü planlıyoruz. Onu okula da kendim bırakıyorum. Sonra benim için planlanan güne dalıyorum, işlerimi hallediyorum. Çekim varsa onu yapıyoruz, toplantılarım oluyor, menajerlerimle görüşüyoruz. Bildiğiniz gibi işte.
Sonrasında ise ver elini açılışlar, partiler?
- Yoo. Eve her zaman yemek saatinde dönerim. Oğlumla birlikte sofraya otururuz. Bana gününün nasıl geçtiğini anlatır. Ondan sonra ona banyo yaptırıyorum. Birlikte kitap okuduktan sonra onu yatırıyorum. Sonrasında yine çalışıyorum, tonlarca mail gelmiş oluyor. Kora Organics diye bir markam var, onu da yönetmem gerektiği için belli bir zamanı da konferans konuşmalarına ayırıyorum. Yatmadan önce de meditasyon yapıp günü bitiriyorum.
Bana bir top modelin hayatından çok, çalışan bir annenin hayatı gibi geldi anlattıklarınız...
- Bu, bakış açısıyla ilgili. Beni tek bir şey tanımlayamaz. Evet, top modelim. Ama aynı zamanda Flynn’in annesiyim. Annem Therese’in kızıyım. Kardeşim Matthew’un ablasıyım. Yazarım, işkadınıyım... Birçok farklı yanım var. Ama benim için her şeyin başında aile gelir. İdeal gün partilerde değil, doğada oğlumla baş başa geçirdiğim gündür.
Aşk hayatınıza gelelim. Geçen yaz eski eşiniz Orlando Bloom, sizinle birlikte olduğunu iddia eden Justin Bieber’ı dövdü. Sevgiliniz olduğu söylenen milyoner James Packer David Gyngell’la sokak ortasında yumruk yumruğa kavga etti, konunun da ‘ilişkiniz’ olduğu söylendi. Son olarak Tom Cruise’la çıktığınız dedikodusu ortalıkta dönüyor. Aşk hayatınızda durum nedir?
- Bekârım ve bu durumdan çok mutluyum!
Sizinle birlikte olmak isteyenlerin de işi zor: Güzellik, başarı, şöhret, servet her şey var. Peki bir erkekte dikkatinizi ne çeker, kalbinizi nasıl biri kazanabilir?
- Romantik insanlardan hoşlanırım. Âşık olacağım insan kesinlikle ‘gönül adamı’ olmalı. Gözlerinin içinde parlayan şeytani bir ışıltı olması da ayrıca çekici gelir.
Dünyanın en güzel kadınlarından birinin bizimle paylaşabileceği en önemli güzellik sırrı ne?
- Cildinizin gençliğini korumak tabii ki önemli. Bunun için muhtelif kremler filan kullanmalısınız ama kaş yaparken göz çıkarmayın. İşin püf noktası, sadece ve sadece organik olanları tercih etmek. Kullandığınız ürünlerin ‘organikliği’ lafta kalmasın, sertifika belgelerinin olup olmadığını araştırın. Piyasada bulunan güzellik ürünlerinin çoğunda çok tehlikeli ve zehirli maddeler kullanılıyor. Bu, sadece cildiniz için değil, sağlığınız için de başlı başına bir tehlike. Bu işi çok araştırdım hatta sırf bu yüzden kendi organik cilt bakım ürünü markamı oluşturdum. Ruhu da dinlendirmek önemli, bu konuda çok titizim.
Yani?
- Hayatla mücadele yöntemim meditasyon. Aşırı stresli anlarda ruh halimi dengede tutuyor ve stresli durumlar karşısında panikleyip kendimi kaybetmemi engelliyor. Fırsat bulduğum her anda yapıyorum. Telefonuma birkaç aplikasyon yükledim. Kendi geliştirdiğim yöntemlerim de var. Bazıları on dakika, bazıları çekim aralarında yapabileceğim kısalıkta. Yatmadan önce de bir saat meditasyon yapıyorum ki ertesi güne sakin bir biçimde başlayabileyim.
Podyum dünyasında kulislerde rekabet yüzünden çok olay döndüğü söylenir. Ne dersiniz, top modelden dost olur mu? En yakın arkadaşlarınız kimler mesela, tanıdığımız birileri var mı?
- Kişiden kişiye değişir. Benim arkadaş çevrem kalabalık değil. En yakınlarım çocukluk arkadaşlarım, yıllardır tanıdığım, hayatıma farklı açılardan katkı sağlamış insanlar. Hepsinin varlığına minnettarım. Ben her şeyden önce çok yoğun bir kadınım. Zamanım kısıtlı, sabah ne takacağımı akşam ne takacağımı düşünemem. Geceden gündüze kullanılması çok önemli. Mücevher tasarımlarında da doğal parçalar ve pastel renkleri tercih ediyorum. Kristali seviyorum ama tam bir ‘pırlanta hastası’ olduğumu söyleyemem. Çok takmasam da favorim inci kolye.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder