EVDE FONKSİYONEL DEĞİŞİKLİKLER YAPTIK
Ediger sıcakkanlı yaşam kozasını kızı İstanbul Bayülgen ve toy poodle cinsi Çikolata isimli köpeğiyle paylaşıyor. Evin kullanım alanı yaklaşık 140 metrekare. Salon, mutfak, banyo, ebeveyn odası, çocuk odası ve yardımcı odasından oluşuyor. Dekorasyonu için Ediger, mimar Yavuz Çelenk’ten destek aldığını söyleyen Ediger, “Evin dekorasyonunu ben yönettim ama gereken yönlendirmeler için mimarımızla beraber hareket ettik. Yavuz Çelenk daha çok kırma-dökme işleriyle ilgilendi. Tüm tadilat ve dekorasyonun bitişini iki ay olarak planlasak dahi çalışmalar 4-5 ay sürdü. Eve ilk girdiğimizde çok hamdı ve düzen olarak bana uygun değildi. Dolayısıyla odalar birleşti, formasyonları ve fonksiyonları değişti. Büyütmek amaçlı değil ama daha çok fonksiyonel olarak değişiklikler yapıldı. Örneğin giyinme odası olarak ek bir oda, benim yatak odama bağlandı” diye konuştu.
YENİ HAYATIM, KIZIM VE ÖZGÜRLÜKTEN İLHAM ALDIM
Dekorasyonda ilham kaynaklarını ise ünlü reklamcı, şöyle anlattı: “Evin dekorasyonunda ilhamım yeni hayatım, kızım ve özgür olmak oldu. Belli bir tarzı özellikle dekorasyonda uyguladım diye bir şey yok çünkü giyimimde de olduğu gibi sadece sevdiğim parçaları bir araya getirdim. İçimden geldiği gibi hareket ettim. Elbette ki fonksiyonelliğe, konfora ve göze hoş görünmesine de dikkat ettim. Sonuçta çocuklu bir ev olduğu için düzenimiz pratik olmalıydı. Mobilyaların hem rahat, hem de göze hitap eder olmasını tercih ettim. Evin hazırlıklarını yaptığımız dönem bir mavi merakım vardı. O yüzden renk seçimleri biraz onun çerçevesinde gelişti. Aydınlatmalarda mimarımızla beraber çalıştık. Aplik, abajur, sarkıt ve spotlarla aydınlatma sistemini çözdük.”
DEKORASYONA VE TASARIMA MERAKLIYIM
Ediger, her ne kadar dekorasyonda belli bir tarza sahip olmadığını söylese de 50’lerin ve 60’ların retrospektif duygusunu objeleri sevdiğini dile getiriyor. “Aslında dekorasyona ve tasarıma meraklıyım. Bu konudaki yayınları da takip ederim. 20’nci yüzyılın başında yaşamış Marcel Breuer ve Ray&Charles Eames gibi tasarımcıların işlerini ve Case Study Houses denilen 1945 ile 1966 arası yıllara ait tek katlı mimari yapıları çok beğeniyorum. Belki bu 15 yıldır reklam sektöründe olduğum içindir” diyen Ediger, evin perdelerinde kadife ve keten tercih etmiş. Antre, mutfak, koridor ve banyo hariç alanlar parke ile kaplanmış. Salonda bir ipek ve ebeveyn yatak odasında kenarı bordürlü bir halı mevcut.
Sanat İstanbul’la hayat buluyor
Sanat ise evde Ediger’in kızı İstanbul Bayülgen’in eserleriyle hayat buluyor. Küçük yaştan sanatçı ruhunu ve kişiliğini belli eden resimlere salonda rastlıyoruz. Salonda Hunt Slonem’a ait tabloya yer verilmiş. Ayrıca, yemek bölümündeki 1972 yapımı Semiha Berksoy tablosu da anne-çocuk temasıyla dikkat çekiyor. Şirin Ediger, sözlerini “Şu sıralar sadece İstanbul, iş ve sporun etrafında dönen bir yaşam sürüyorum” diyerek tamamlıyor.
KISA KISA
“Dekorasyon” dendiğinde aklınıza ilk gelen şey nedir?
- Çok ilgili olduğum bir alan. Hatta endüstriyel tasarım ve tasarım tarihi yakından takip ettiğim konulardır. Evimde tasarımı öne çıkararak konforu, kişisel keyfi ve birleştirmeci stilimi yansıtan bir dekorasyon formülü uyguladım.
Peki ya aile?
- Benim için hayattaki en önemli şey; çok güzel bir ailem var. Keşke daha da geniş olsa! Ben tek çocuğum ve benim de tek çocuğum var. O yüzden geniş ailelere hep çok özeniyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder