Bir Tarkan şarkısı ile döndü Sibel Can. Özetle (ya da mealen) “Deliler gibi âşığım sana ama sen hiç oralı olmuyorsun” diyor şarkı; sanki aşk dediğin sıklıkla tek taraflı değilmiş gibi. Ama işte Tarkan bu, (Serdar Ortaç kadar olamasa bile) biraz kurt, biraz da kurnazdır. Şarkıyı Sibel Can’ın söyleyecek olma fırsatını kaçırmamış ve onun biraz tatlı tatlı, çokça da şımarık şımarık yakınmasına imkân verecek cümleleri, halleri sıralamış.
İki sanatçının ilk işbirliği değil bu. Daha önce de ‘Çakmak Çakmak’ (‘Akşam Sefası’albümünü açan şarkıydı) ve ‘Çantada Keklik’ (‘Benim Adım Aşk’ albümündeydi ve yine birinci sıradaydı) şarkılarında omuz omuza vermişlerdi.
Bir dansöz (ya da dans yıldızı mı demeli?) olarak adını tepelere yazdırmışken, bütün riskleri göze alıp şarkı söylemeye başlayan Can’ın yeni işinde en büyük destekçisi Orhan Gencebay olmuştu.
Gencebay belli ki Can’da gelecek görmüş ve onunla ortak bir albüme (‘Hayat Devam Ediyor’) imza atmaktan çekinmemişti. Can da Gencebay’ı yanıltmamıştı. Albümün tamamında ama özellikle Gencebay klasiği ‘Severek Ayrılalım’da vokal performansı müthişti ve müzik piyasası, başka bir alandan kendisine iltica etmişlere sıklıkla burun kıvırırken, Can’ı hızlıca bağrına basmıştı.
YA SEV YA DA YIKIL KARŞIMDAN
Doğruya doğru; iyi, farklı bir sesi vardı. Daha mühimi, iyi de şarkı söylüyordu. Söyledikçe, albümler arka arkaya geldikçe daha da yetkinleşti vokali ama ilk günden itibaren pek falsosu yoktu. İçtendi ve her kelime ile cümlenin hakkını vererek söylemekteydi.
Akıllıydı da. Beğenilmenin, kabul görmenin gün gelip yetmeyeceğini bilenlerdendi. Bu nedenle farklı ses ve şarkılar denemek gerektiğinin bilincine erken vardı. Popçular ile dirsek temasına girişmesi de bu arayış ya da kaygının bir sonucuydu.
Kapısını ilk çaldığı kişi Serdar Ortaç oldu. Doğru kararmış. Şarkı sonrası herkes bunu kabul etti. ‘Padişah’ (Can’ın erotik bölgelerin şahı koltukaltlarını kameranın en gözüne gözüne sokmasının da katkısıyla) büyük bir hit oldu ve Can’ın durumunu “Bu kız ne yaparsa iyi yapar”a tahvil etti.
TAK ETTİ CANINA
Yeni single’da iki şarkı var. Yukarıdaki satırların dizilme vesilesi olan ‘Bir Parmak Bal’(sözlerin esnaflığına rağmen) iyi bir şarkı. Ritmik ve bildiğimiz Tarkan şarkıları gibi, insanı dans pistlerine attıranlardan. Tarkan’a da yakışırmış. Ama belki sözleri bir parça değiştirerek. Ergenlik zamanlarına bu kadar takılıp kalmış cümleler, Tarkan’da Can’dan daha fazla sırıtırmış. Ne de olsa Tarkan’ı daha olgun kabul etmekteyiz. Çok değil tabii, Can’dan bir parça daha olgun. Kastımız, bizi inandırdıkları imajları elbette.
İkinci şarkı ‘Tamam O Zaman’ ise eksiği ya da fazlası olmayan bir şarkı. Herhangi bir Sibel Can şarkısı gibi. Arabesk ama iyi arabesklerden. Belli ki single’ın çatısını çatanlar, hem bu hem de diğer tarafa oynamışlar. Fena fikir değil; nihayet bir single bu, bütünlük ya da tutarlılık aranacak bir format yok ortada.
Kapak fotoğraflarının (kasvetli ön kapaktaki değil, ferah iç kapaktakilerin) bu zamanlar için fazlasıyla cesur olduğunu eklemek gerek. Aslında gayet makul. Beyaz iç çamaşırlı/beyaz bluzlu bir Can duruyor havuza nazır. Ama işte “bu zamanlar” gibi bir çizgimiz, sınırımız, derdimiz var artık. Bunları aşana da cesur der olduk.
Naim Dilmener / Hürriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder