Bir yazı daha geride bıraktık. Sıcak bizi boğdukça kendimizi yazlık yerlere, arzular esir aldıkça beach’lere, bar ve diskoteklere attık.
Bol bol da şarkı dinledik. İster elimizdeki/cebimizdeki aletten dinleyelim, ister bulunduğumuz mekânın çaldıklarına kulak verelim fark etmez, aşağı yukarı her gün, hatta her an aynı şarkıları dinledik. Konfeksiyon usulü kesilip biçilmiş ve hem ağız tadımıza hem de ruh hallerimize uygun hale getirilmiş şarkıları. Yaz Şarkıları diyoruz bunlara ve bu yaz da onlardan bol bir şey yoktu.
Yaz dendiğinde ilk akl(ımız)a gelen Serdar Ortaç, “Bensiz yaz geçer mi be!” diye düşündüğünden olsa gerek, bu seneyi de pas geçmedi ve hemen mevsimin başlarında 2015 model albümünü sürdü orta yere. ‘Çek Elini Kalbimden’de aynı tas/aynı hamam bir Serdar vardı ama meselemiz zaten buydu artık. Hep aynı şarkıyı dinleyelim istemiyor muyduk? Karabiberimiz ruhumuzu okuma konusunda epeyce ustaydı.
Bu konudaki bir başka usta da Gülşen’di. 90’ların bu sade suya tirit şarkıcısı oyunu iyi oynamış, oyunun her basamağı birilerinin sırtına denk gelse de umursamamış, sağlam sağlam basarak çıkmış ve işte gelmiş, bugünlerin yıldızlarından olmayı başarmıştı. Doğru bir isim seçmişti albümüne, ‘Bangır Bangır’ ve yaz boyu da ses vermediği bir delik kalmadı.
Ama yazın gerçek yıldızı elbette Demet Akalın’dı. ‘Pırlanta’lar içindeydi ve kaç yazdır yaptığı gibi, Serdar ve Gülşen dahil, sollamadığı insan, kapattırmadığı tabela, ateşe vermediği piyasa kalmadı. Helal olsun. Direnmenin zaferi bu. Israr etti ve başardı. Gülşen’in aksine 90’lardan gelen Mustafa Sandal (‘Ben Olsaydım’) ve Kenan Doğulu (‘Aşk ile Yap’), kendi standartlarına vurulduğunda iyi olan şarkılar yapmışlardı ama iyi olanın beach’lerde yeri yoktu ki artık. Gökhan Özen (‘Maske’) mi? Haydi canım, ne yazı, ne kışı; hiçbir mevsim ondan yana değil artık.
KÖK SARMAŞIKLAR GİBİ
Sinan Akçıl (‘Best of Aşk’), Mustafa Ceceli (‘Kalpten’), Halil Sezai (‘Ervah-ı Ezel’) gibi eski yaz şampiyonları ve Behzat Gerçeker’in Enbe’si gibi yaz şarkılarına az da olsa müzik serpmişler ise amortiye talim etmek zorunda kaldılar. Eh, yazlıkçılar her sene pilav yemek istemiyordu demek ki.
Ama Emre Atabay gibi sürpriz çıkışlar da oldu. ‘Yok Sana’, iyi şarkının ve iyi şarkıcının zor da olsa tutabileceğinin bir işaretiydi. Evet, binde bir olabiliyordu ama oluyordu işte.
Gelelim büyük isimlere. Büyük Usta’dan başlayalım. Tribute albüm ‘Kayahan’ın En İyileri’nden çok ve taze ekmek yiyeceklerini sananlar büyük hayal kırıklığına uğradı. Bu sefer türkü sayfasını açan Şevval Sam da öyle.Ama göğüs kabartan işler/albümler yok muydu? Olmaz mı, vardı, hem de kaç tane. Satış listelerinde Demet Akalın ve Gülşen arasına yerleşen kırk yıllık Selda Bağcan (‘40 Yılın 40 Şarkısı’), kalbimize ve ruhumuza her zaman iyi gelmiş İlkay Akkaya (‘Hayat’) ve açık ara memleketin gelmiş geçmiş en iyi yorumcusu Nükhet Duru (‘Aşkın N Hali’), dayatılan formlarda şarkılara yüz vermeyenleri havalara uçurdu.
TARİHE YAZILAN İKİ ALBÜM
Dayatılan form demişken; ‘Köprü/The Bridge’ (Anadolu Quartet ve Sakina) ile ‘Peşk/Ji Bo Biranina Bro Omeri’ (Bro Omeri tribute) albümleri, sadece dayatılanı değil, her türden form, formül, biçim, üslubu derinden sarstılar. Her iki albüm, daha şimdiden müziğin tarihine yazdırdı adını.
Başlığımız Zerrin Özer’in (Bora Ayanoğlu vasıtasıyla) söylediği ‘O Yaz’dan ödünç alındı. Kapatırken de aynı şarkıya düşürelim yolumuzu ve güzel şarkılar dinlemeyi umalım mehtaplı gecelerde.
ALTERNATİF YAZ ŞARKILARI
1- Vurma, Selda Bağcan: “Acılar yaşanmasa, aşk ölümsüz olur mu?”
2- Sarhoşum Ben, Nükhet Duru: “Her akşam votka, rakı ve şarap...”
3- İyi ki Varsın, İlkay Akkaya: “Birden çıkıp geldin sen, umudum solarken”
4- Bir Kadeh Akşam Rakısı, Çiğdem Erken: “Önceleri bir heves, sonraları tek nefes.”
5- Yok Sana, Emre Atabay: “Yok sana aşk şarkısı, yok sana, vakit yok harcamaya.”
ŞİİRLER VE ŞARKILAR
Elimden Tut Yoksa Düşeceğim, İlhan Helvacı, Kalan
İlhan Helvacı’nın Voznesenski, Lermontov gibi dışardan, Attilâ İlhan, Nâzım Hikmet, Bedri Rahmi Eyüboğlu gibi bizim buralardan şairlerin şiirlerinden bestelediği sözlü ve kısmen de enstrümantal şarkılarını topladığı bu albüm, günümüz genel ortalamalarının epeyce üstünde. Sazıyla, sözüyle, vokaliyle iyi bir albüm bu. Candan Erçetin, Nilüfer Ayan Berzek, Şevval Sam ve Zuhal Olcay konuk vokalist. Dördünün de performansı müthiş. Küçük bir itiraz: Albüm İlhan Helvacı adıyla yayımlanıyor ama karma bir albüm bu aslında. Bir tek şarkıların bestecisi olmak, albümün bir tek bu isimle çıkarılması için yeterli değil. Sözün kısası: Bir sanatçı albümü değil, karma bir albüm bu.
Naim Dilmener / Hürriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder